1.Tanzimat I. dönem şiirinin özellikleri ve temsilcileri ile ilgili bilgi veriniz.

  • ‘’Sanat, toplum içindir.’’ anlayışını benimsemişlerdir.
  • Vatan, millet, adalet, hak, bağımsızlık, bilim temaları ilk kez şiire konu olmuştur.
  • İçerik olarak yeni temalar işlense de biçim olarak divan edebiyatına bağlı kalınmıştır.
  • Divan şiiri nazım şekillerinden kaside, gazel ve terkib-i bent kullanılmıştır.
  • Hece ölçüsünü kullanmanın yanı sıra şiirler genellikle aruz ölçüsü ile yazılmıştır.
  • Beyit kullanılmıştır.
  • ‘’Kafiye, göz içindir.’’ Anlayışı ön plandadır.
  • Sade bir dil ile yazmak hedeflenmiş fakat bu hedefe ulaşılamamıştır.
  • Konu bütünlüğüne önem verilmiştir.
  • Şiirlerde ilk kez başlık kullanılmıştır.
  • İçeriğe önem verilmiştir.
  • Bu dönemde şiir, halka ulaşmak için bir araç olarak görülmüştür.
  • Bu dönem öne çıkan şairlerimiz: İbrahim Şinasi, Ziya Paşa ve Namık Kemal’dir.

İBRAHİM ŞİNASİ:

  • Batı etkisindeki Tanzimat edebiyatının öncüsüdür.
  • Halka yönelmiştir. (Sanat, toplum içindir.)
  • Klasisizmden etkilenmiştir.
  • Akılcılığın ülkemizdeki ilk temsilcisidir.
  • Şiirlerinde; insan, hayat, evren, adaletsizlik, rüşvet, insan hakları gibi temalar işlemiştir.
  • Agâh Efendi ile birlikte ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır. (1860)
  • Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi adında ilk makaleyi yazmıştır.
  • Noktalama işaretlerini ilk kez Şinasi kullanmıştır.
  • 1862’de Tasvir-i Efkâr adlı gazeteyi çıkarmıştır.
  • Batılı anlamda ilk tiyatro eseri olan ‘Şair Evlenmesi’ni yazmıştır. Bu eser sahnelenememiştir.
  • Durub-ı Emsal-i Osmaniye adında bir sözlüğü vardır.

Şiir: Müntehabat-ı Eş’ar (kendi şiirleri), Tercüme-i Manzume (çeviri şiirler)

ZİYA PAŞA:

  • Tanzimat edebiyatının üç büyük kurucusundan biridir.
  • Şiirlerinde; siyasi ve sosyal olayları, politikacıların tutumlarını, geri kalmışlığı eleştirmiştir.Haksızlıklara karşı çıkmıştır.
  • Divan şiiri nazım biçimleri olan terkib-i bent ve tercih-i bentleri ile tanınır.
  • Didaktik bir üsluba sahiptir.
  • ‘’Eski-yeni’’ ikileminde kalmış ve bundan dolayı eleştirilmiştir.
  • ‘’Şiir ve İnşa’’ makalesinde divan edebiyatını küçümsemiş, halk şiirine yönelmiştir. Sonradan yazdığı ‘’Harabat’’ adlı antolojisinin ön sözünde ise halk edebiyatını eleştirip asıl edebiyatımızın divan edebiyatı olduğunu savunmuştur. Bunun üzerine Namık Kemal, Ziya Paşa’yı eleştirmek adına Tahrib-i Harabat adlı eseri yazmıştır.

Şiir: Terkib-i Bent, Tercih-i Bent, Zafername, Eşar-ı Ziya.

Makale: Şiir ve İnşa

Anı: Defter-i Amal

        NAMIK KEMAL:

  • İlk şiirlerini divan şiiri tarzında yazmıştır. Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı şiirine yönelmiştir.
  • Hürriyet kavramını şiirde ilk kez kullanan şairdir.
  • Vatan şairi olarak bilinir.
  • Şiirlerinde genellikle aruz ölçüsünü kullanmıştır.
  • Şiirde sosyal konulara ağırlık vermiştir.
  • Romantizm akımının etkisindedir.
  • Tasvir-i Efkâr gazetesinde yayımladığı ‘’Lisân-ı Osmani’nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülâhazatı Şamildir’’ adlı makalesinde divan edebiyatını ağır bir şekilde eleştirmiştir.
  • Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık ‘’Tahrib-i Harabat’’ ve ‘’Takip’’ adlı eserleri yazmıştır.
  • ‘’Vatan Yahut Silistre’’ adlı oyunu edebiyatımızda sahnelenen ilk tiyatro eseridir.

Tiyatro: Vatan Yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Celaleddin Harzemşah, Kara Bela, Gülnihal

Roman: İntibah, Cezmi

Eleştiri: Tahrib-i Harâbât, Takip, Renan Müdafaanamesi, İrfan Paşa’ya Mektup, Mukaddeme-i Celal

Tarih Kitapları: Devr-i İstila, Barika-i Zafer, Evrak-ı Perişan, Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Büyük İslam Tarihi

Şiir: Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı, Vatan Mersiyesi, Vaveyla (Çığlık)

 

2.Tanzimat II. dönem şiirinin özellikleri ve temsilcileri ile ilgili bilgi veriniz.

 

  • ‘’Sanat, sanat içindir.’’ anlayışını benimsemişlerdir.
  • Şiirler aruz ile yazılmış, nazım birimi olarak eskisi kadar çok olmasa da beyitler kullanılmıştır.
  • Gazel, kaside gibi divan şiiri nazım biçimleri kullanılmaya devam edilmiştir.
  • Yeni nazım biçimleri de denenmiştir. (Batı’dan çevrilen şiirlerin etkisi var.)
  • ‘’Kafiye, kulak içindir.’’ anlayışı benimsenmiştir.
  • Metafizik, tabiat konulu şiirler yazılmıştır.
  • Bu dönemin önde gelen isimleri; Recaizade Mahmut Ekrem, Muallim Naci, Abdülhak Hamit Tarhan’dır.

 

RECAİZADE MAHMUT EKREM

  • Yeni edebiyatı savunan gençlere destek olduğu için ‘’Üstat Ekrem’’ olarak anılmıştır.
  • Batılılaşmada rolü büyüktür.
  • Roman, hikâye, şiir, eleştiri, oyun türlerinde eserler vermiştir.
  • Şiirleri sanat bakımından pek güçlü olmayan sanatçı, kulak için kafiye görüşünü ilk kez ortaya atarak bu konuda büyük bir tartışma başlatmıştır.
  • İnsanı; tabiat, sevgi ve ölüm üçgeninde değerlendirmiştir.
  • Şiirlerinde hüzün ve acı vardır. Üç çocuğunu da kaybettiği için ölüm temasını şiirlerinde sıkça işlemiştir.
  • Şiirle ilgili görüşlerini ve eleştirilerini “Zemzeme” adlı şiir kitabının ön sözünde açıklamıştır. “Şiirin tek gayesi güzelliktir. Ona göre, güzel olan her şey şiirin konusu olabilir.
  • Edebiyatımızda ilk realist roman olan ‘’Araba Sevdası’’nı yazmıştır.

 

Şiir: Nağme-i Seher, Yadigâr-ı Şebâb, Zemzeme I-II-III, Tefekkür, Pejmürde, Nijad Ekrem, Nefrin.

Roman: Araba Sevdası.

Öykü: Saime, Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi, Şemsa.

Oyun: Afife Anjelik (İlk romantik dram), Atala Yahut Amerikan Vahşileri, Vuslat Yahut Süreksiz Sevinç, Çok Bilen Çok Yanılır.

Ders Kitabı: Talim-i Edebiyat,

Eleştiri: Takdir-i Elhan, Zemzeme III Mukaddimesi.

  ABDÜLHAK HAMİT TARHAN

  • Türk edebiyatında “Şair-i Azam” (büyük şair) olarak tanınır.
  • Günlük hayat, ölüm, metafizik düşünceler, tabiat, aşk, vatan sevgisi gibi konuları işlemiştir. Türk edebiyatında “şiire metafizik ürpertiyi getiren şair” olarak da bilinir.
  • Düzensizlik ve karışıklık onun şiirlerinin ve kişiliğinin belirgin özelliğidir. Tezatlar şairidir.
  • Dili çok ağır üslubu dağınıktır.
  • Sanat için sanat anlayışını benimseyen sanatçı, romantizm akımın etkisindedir.
  • Tiyatrolarını sahnelenmek için değil okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında dili ağırdır.
  • Ünlü Makber şiirini eşinin ölümü üzerine yazmıştır.
  • Edebiyatımızın ilk pastoral şiir örnekleri olan şiirlerini Sahra adlı eserde toplamıştır.
  • Sadece şiir ve tiyatro türünde eserler vermiştir.

Şiir: Sahra, Ölü, Hacle, Bir Sefilenin Hasbihali, Bâlâ’dan Bir Ses, Validem, İlham-ı Vatan, Garam, Makber…

Tiyatro: Turhan, Eşber, Nesteren, Mecara-yı Aşk, Sabr u Sebat, İçli Kız, Duhter-i Hindu, Tarık, İbn-i Musa, Zeynep, Finten…

MUALLİM NACİ

  • Asıl adı Ömer’dir.
  • İyi bir medrese eğitimi almıştır ve divan edebiyatına hakimdir.
  • Eski şiirin temsilcisi olarak tanınmasına rağmen Batılı şiir tarzında başarılı örnekler yazmıştır.
  • Halk edebiyatı nazım biçimlerinden de faydalanmıştır.
  • Yalnızlık, gurbet, doğa, karamsarlık ve milli duyguları işlemiştir.
  • Aruz ölçüsünü başarılı bir şekilde kullanmıştır.
  • Recaizade Mahmut Ekrem’in yeniyi savunan görüşlerine ve ‘’ Zemzeme’’ adlı şiir kitabına karşılık eleştirilerini ‘’Demdeme’’ adlı eserinde bir araya getirmiştir.

Şiir: Ateşpare, Şerâre, Fürûzan, Sümbüle.

3. Servetifünun Şiiri özellikleri ve temsilcileri ile ilgili bilgi veriniz.

  • Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
  • ”Sanat için sanat.” anlayışı benimsenmiştir.
  • Dönemdeki siyasi baskılar sebebi ile vatan, hak, hukuk, hürriyet gibi konulara değinilmemiş, bireysel konular işlenmiştir.
  • Aşk, doğa, umutsuzluk, hayal kırıklığı, gerçek ve hayal çatışması gibi kavramlar genellikle şiirlerin temasını oluşturmuştur.
  • İlgi çekici her şey işlenerek şiir türünün konusu genişletilmiştir.
  • Servetifünun şiirinde parnasizm ve sembolizm etkisi ile biçim mükemmelliğine ve ahenge önem verilmiştir.
  • ”Sanat için sanat.” anlayışı savunulmuştur.
  • Dil sade değildir, aksine son derece ağır ve ağdalıdır.
  • Şiirde Fransız edebiyatından alınan alışılmadık tamlamalar bulunur.
  • Nazım birimi her ne kadar beyit olsa da beyitlerin yapısı değiştirilmiştir. Dizeler ve bentler ön plana çıkmıştır.
  • Nazımı nesre yaklaştıran bir tutum sergilenmiştir. (Anjanbuman tekniğinden yararlanılmıştır. Bu teknik şiirde bir cümlenin anlamını bir dizede tamamlayamayıp diğer dizelere aktarılmasıdır. Bu tekniğin etkisi ile beyit bütünlüğü bozulmuştur. Parça güzelliği yerine bütün güzelliği esas olmuştur.)
  • Mensur şiir denemeleri yapılmıştır.
  • Dönem sanatçıları aşırı duygusal ve kırılgandır. Bu özelliklerini şiirlerinde yer verdikleri ünlemler ile yansıtmışlardır. ( of, ey, ah vb.)
  • Sıkça imgelere yer verilmiştir.
  • Göz için değil kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir.
  • Kimi zaman bir şiirde birden çok aruz kalıbı kullanılmıştır.
  • Batı edebiyatından alınan sone ve terzarima nazım biçimleriyle birlikte özellikle serbest
    müstezat tercih edilmiştir.
  • Parnasizmin etkisi ile ”resim altı şiir yazma” şeklinde yeni bir eğilim ortaya çıkmıştır. Şiir resme yaklaştırılmış buna bağlı olarak  betimlemeler de sıkça kullanılmıştır.
  • Servetifünun Dönemi’nin başlıca şairleri Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin ve Süleyman Nazif’tir.

TEVFİK FİKRET

  • Avrupai Türk şiirinin gerçek temsilcisi olmuştur.
  • İlk şiirlerinde Muallim Naci’nin etkisi görülür. Sonraki şiirlerinde Recaizade Mahmut Ekrem ile Abdülhak Hamit Tarhan’ın etkileri bulunur. Bu etkilerden sonra ise kendi üslubunu bulmuş ve özgün bir üslup ile şiirlerini kaleme almıştır.
  • Şiirin bir hayal oyuncağı olmadığını dile getirmiştir.
  • Parnasizm akımından etkilenmiştir. Sone nazım biçimini ilk kez Tevfik Fikret kullanmıştır.
  • Nazmı nesre, yani şiiri düz yazıya, yaklaştırarak şiire serbestlik kazandırmıştır.
  • Aruzu şiirlerinde başarıyla kullanmış, teknik açıdan kusursuz şiirler yazmıştır.
  • Servet-i Fünun dağılıncaya kadar ”Sanat için sanat.” anlayışını benimseyerek bireysel konularda şiirler kaleme almış, Serveti Fünun dağıldıktan sonra ise ”Toplum için sanat” anlayışını benimseyerek sosyal konularda şiirler de kaleme almıştır.
  • Sadece şiir türünde eserler kaleme almıştır.

♠ Balıkçılar, Han-ı Yağma, Tarih-i Kadim, Haluk’un Bayramı, Sis şairin
tanınmış şiirlerindendir.

♠ Şiir kitapları Rübab-ı Şikeste, Haluk’un Defteri ve çocuklar için hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinin toplandığı Şermin’dir.

CENAP ŞAHABETTİN

  • Servetifünun şiirinin Tevfik Fikret’ten sonra en büyük şairidir.
  • Sembolizm ve parnasizm akımlarından etkilenmiştir.
  • Sembolizmin Türk edebiyatındaki öncüsü olmuştur.
  • Şiirlerini yazdığı ilk yıllarda Muallim Naci’nin etkisindedir.
  • Sonradan Recaizade Mahmut Ekrem’in etkisinde kalarak yeni tarzda şiirler yazmıştır.
  • ‘Sanat için sanat.” anlayışına bağlı kalmıştır. Toplumsal içerikli şiir kaleme almamıştır. Ona göre şiir ”Kelimelerle yapılmış bir resimdir.” Hayal gücü çok derindir.
  • Şiirde ahenk çok önemlidir.
  • Edebi dilin konuşma dilinden farklı olması gerektiğine inandığı için eserlerinde ağır bir dil kullanmıştır. Aruz ölçüsünün savunucusu olmuştur.
  • Genellikle serbest müstezat nazım biçimini tercih etmiştir. En bilinen şiiri ”Elhan-ı Şita” dır. Şiirlerini ”Tâmat” adlı kitapta toplamıştır.

Eserleri:

Şiir: Tâmat

Özdeyiş: Tiryaki Sözleri

Gezi Yazısı: Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları, Afak-ı Irak.

Tiyatro: Körebe, Yalan.

Makale: Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh.

4.Saf şiir anlayışının özellikleri ve temsilcileri ile ilgili bilgi veriniz.

Saf şiir, şiirde ses güzelliğine önem veren, anlamı ve anlatmayı arka plana atmayı tercih eden şairleri anlatmak için kullanılır, retorik önemsenmez.   Sanatın form sorunu olduğuna inanan şairler için önemli olan iyi ve güzel şiir yazmaktır. Bu anlayışla kendilerine özgü özel imge düzeni oluştururlar. Özgün ve yaratıcı olan bu imgeler dilin mantığına uygun ve dilin anlam alanını genişletip dile yeni olanaklar sunacak bir yapıya sahiptir. En önemli temsilciler hatta öncüleri Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı’dır.

  • Bir mesaj verme kaygısından uzak, amacı sadece güzellik olan şiirdir.
  • Sanat için sanat, anlayışı ön plandadır.
  • Bireysel konular işlenir.
  • Anlam ikinci planda; duygu, sezgi, çağrışım gibi kavramlar ön plandadır.
  • Tema doğrudan verilmez aksine okura hissettirilir.
  • Ses ve musiki önemlidir.
  • İç ahenge önem verilir.
  • Sözcükler genellikle mecaz anlamları ile kullanılır.
  • İçsel ve düşsel bir yaklaşım söz konusudur.
  • Kapalı bir anlatımı yeğlerler.
  • Şiir, soylu bir sanat olarak kabul edilir.
  • Şiirde biçim endişesi duyulur.
  • Sembolizmin etkisi bulunmaktadır.

AHMET HAŞİM

  • Modern Türk şiirinin kurucularından biridir.
  • Fecr-iati topluluğunun en önemli şairlerinden biridir.
  • Şairlik üzerindeki başarısı sadece kendi döneminde değil tüm edebi dönemlerde konuşulmuştur.
  • Fecriati topluluğu dağılınca bağımsız olarak eserler vermeye devam etmiştir.
  • ”Sanat için sanat.” ilkesini benimsemiştir.
  • Aşk, çocukluk anıları, doğa, hayal, ölüm gibi bireysel konuları tema almıştır.
  • İç ahenk ve musikiyi önemsemiştir.
  • Bütün şiirlerinde ölçü olarak aruz ölçüsünü kullanmıştır.
  • Hece ölçüsünü musiki açısından yetersiz bulmuş bu sebeple de hiçbir şiirinde tercih etmemiştir.
  • Şiirde biçime önem vermiştir.
  • En çok kullandığı nazım şekli serbest müstezattır.
  • Bazen dörtlüklerle de yazmıştır.
  • Anlam açıklığını ikinci planda tutmuştur.
  • Şiirlerinin dili iki dönemde incelenebilir. 1915 yılına kadar yazdığı şiirlerinde dili ağırken, 1915 sonrasında kaleme aldığı şiirlerinde dili daha sadedir.
  • Nesir dili şiirlerinden daha sadedir. Nesir ile şiiri kesin çizgilerle birbirinden ayırmıştır.
  • Sembolizm ve empresyonizm akımlarının etkisindedir.
  • Saf (öz) şiir anlayışı ile eserler kaleme almıştır.
  • O belde, Merdiven, Bir Günün Sonunda Arzu en bilindik şiirlerindendir.

Eserleri

Şiir: Göl Saatleri, Piyale.

Fıkra ve Sohbet: Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan.

Gezi Yazısı: Frankfurt Seyahatnamesi.

YAHYA KEMAL BEYATLI

  • Millî Edebiyat Dönemi’nin bağımsız sanatçılarındandır.
  • Saf şiir anlayışı ile şiirler kaleme almıştır.
  • Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır.
  • Yahya Kemal, hece ölçüsünün yaygın olarak kullanıldığı bir dönemde Ok şiiri dışında bütün şiirlerini aruz ölçüsü ile yazmıştır.
  • Divan şiiri geleneğinden yararlanmıştır.
  • Divan şiirinin ögelerini taklide düşmeden yeni ile birleştirmiştir.
  • Genellikle İstanbul, tarih, ölüm, tabiat, aşk, hayal, hatıra, deniz, sonsuzluk temalarını işlemiştir.
  • Dil ve söyleyişe önem vermiştir.
  • Düzyazı türünde de eserler vermiş ancak şiirleriyle tanınmıştır.
  • Bazı şiirleri bestelenmiştir.
  • Sessiz Gemi, en tanınmış şiirlerindendir.

Şiir: Kendi Gök Kubbemiz (Yeni tarzdaki şiirleri) , Eski Şiirin Rüzgarıyla (Divan tarzındaki şiirleri),  Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş (Şairin 40, Ömer Hayyam’ın 54 rubaisi)

Deneme, makale, sohbet: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Edebiyata Dair, Siyasi Hikâyeler, Mektuplar- Makaleler, Tarih Musahabeleri.

Anı: Siyasi ve Edebi Portreler, Çocukluğum Gençliğim Siyasi ve Edebi Hatıralarım.

5.Millî Edebiyat Dönemi şiir anlayışının özellikleri ve temsilcileri ile ilgili bilgi veriniz.

  • Hece ölçüsü ağırlıklı şekilde kullanılmıştır.
  • Halk edebiyatı şiir biçimlerinden yararlanma yoluna gidilmiştir. Bunun yanı sıra Batı’dan aldığımız nazım biçimleri de kullanılmıştır.
  • Konu seçiminde yerlilik esas alınmıştır. Anadolu insanı, Anadolu coğrafyası ve Türk tarihi tercih edilmiştir.
  • Dilde sadeleşmeye gidilmiştir.
  • Osmanlıcadan Türkçeye dönülmüştür. Konuşma dili, yazı dili haline getirilmiştir.
  • Bazı sanatçılar dönemde hakim olan Türkçülük akımını şiirlerinde yaymaya çalışmış, bazıları ise bireysel konular tercih etmiştir.
  • Sade bir dil ve millî ölçümüz olan hece ölçüsü ile şiir yazma geleneği başladıktan sonra bu anlayışın hayata geçirilmesinde 1914’de oluşan ”Beş Hececiler” adlı şair topluluğunun önemli bir payı olmuştur.
  • Millî Edebiyat Dönemi şairleri: Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem, Mehmet Emin Yurdakul, Hamdullah Suphi ve Beş Hececilerdir.
  • Bu dönemde milli edebiyat anlayışına katılmayıp bağımsız bir şekilde eser veren sanatçılarımızda vardır. Saf şiir anlayışı ile şiirler kaleme alan Ahmet Haşim‘den Fecriati Dönemi şiirinde bahsetmiştik. Aynı şekilde saf şiir anlayışı ile şiirler yazan Yahya Kemal Beyatlı‘dan da yine o yazımızda bahsettik. İsimlerin üzerine tıklayarak saf şiirin özelliklerine ve şairlerimizin edebi hayatı ile eserlerine ulaşabilirsiniz.
  • Bir diğer bağımsız ismimiz Mehmet Akif Ersoy’dur. Özellikle manzumeleri ile halka yönelmiştir.

Mehmet Emin Yurdakul 

Millî edebiyatın ve Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerindendir. ”Türk Derneği” ve ”Türk Yurdu” dergilerinin kurucuları arasındadır. İlk şiirlerini Servetifünun Dönemi’nde yayımlayan Mehmet Emin Yurdakul, Cenge Giderken adlı şiiriyle Millî Edebiyat şiirinin öncüsü sayılmıştır. Anadolu halkının acılarını şiirlerinde coşkulu bir dil ile anlatmıştır. Konularını toplumun sorunlarından almıştır. Şiirleri teknik açısından güçlü değildir anca duygu açısından oldukça güçlüdür. Sade bir dil ve hece ölçüsü ile şiirler kaleme almıştır.

Şiir: Ey Türk Uyan, Türk Sazı, Türkçe Şiirler, Tan Sesleri, Zafer Yolunda, Ordunun Destanı, Dicle Önünde, Turan’a Doğru, Ankara, Mustafa kemal, İsyan ve Dua, Hasta Bakıcı Hanımlar, Aydın Kızları.

Düz Yazı: Fazilet ve Asalet, Türk’ün Hukuku.

Mehmet Akif  Ersoy

Milli Edebiyat dönemi bağımsız sanatçılarındandır. İlk şiirini 1980’li yıllarda yazmıştır. Servetifünunu aşırı Batıcı bulduğu için bu topluluğa katılmamıştır. 1908 yılından sonra Sebilü’r Reşat ve Sırat-ı Müstakim dergilerinde yazmıştır. Sırat-ı Müstakim dergisinde başyazarlık yapmıştır. Türk milletinin bağımsızlığını simgeleyen İstiklal Marşı’nı yazmıştır. Şiirlerinde içinde yaşadığı toplumla ilgili siyasi ve sosyal konuları işlemiş, halkın yaşayış tarzını ve değerlerini yansıtmıştır. Toplum için sanat, anlayışını esas almıştır. Gözlem ve tasvir yeteneği kuvvetlidir. Türk şiirine gerçek realizmi getiren sanatçı olmuştur. Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır. Dizeleri yer yer kırarak şiiri düzyazıya yaklaştırdı. Halkın konuşmalarını şiirde diyaloglar şeklinde vermeyi başardı. Bülbül, Küfe, Mahalle Kahvesi, Kocakarı ile Ömer, Cenk Şarkısı şairin tanınmış şiirleridir. Şair sağlığında yedi şiir kitabı yayımladı: Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde, Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım, Gölgeler. Bu kitaplar, şairin ölümünden sonra bir araya getirilip Safahat adıyla tek kitap olarak yayımlandı.

 

6.Manzum hikâye nedir?

Nazım şeklinde yazılan hikâyelere denir. Manzum hikâyelerin öykülerden tek farkı şiir biçiminde yazılmış olmalarıdır.  Biçimsel olarak şiire benzeyen; ölçülü, uyaklı, dizeler hâlinde yazılmış hikâyelere manzum hikâye denir. Genellikle didaktik özellik gösteren ve yaşanmış ya da yaşanabilir olayların şiir biçiminde anlatıldığı manzum hikâyede aşağıdaki örnek metinde de olduğu gibi hikâyenin yapı unsurları (kişi, yer, zaman, olay örgüsü) bulunur. Şiirde bireysellik, duygu, imge, çağrışım ve çok anlamlılık; manzum hikâyede ise olay, anlatma, gösterme ve tek anlamlılık ön plandadır. Türk edebiyatında Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy başarılı manzum hikâye örnekleri vermiştir.

  • Manzum hikâyeler edebi metinlerdir.
  • Konu ve özellik bakımından hikâye ile aynı özellikleri gösterirler.
  • Manzum hikâyelerde şair ya bir olayı anlatır ya da bir öğüt verme çabası içindedir.
  • Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri hikâye ile benzer özellikler gösterir.
  • Düşündürücü ve eğiticidir.
  • Birçok bölümden oluşur. İlk bölümde anlatılmak istenen olaydan ve kişilerden bahsedilir. İkinci bölümde ise olaylar anlatılır ve örneklerle tasdik edilir. Üçüncü bölümde ise olay son bulur ve okuyucuya ders vermeyi güden cümleler yer alır.
  • Manzum hikâyede her olay işlenebilir. Sıradan olaylar, sosyal olaylar vs.
  • Manzum hikâyeler dörtlük, beyit, bent şeklinde de yazılabilir.
  • Mensur hikâyeden (düzyazı) biçim hariç hiçbir farkı yoktur. Kişiler, zaman, mekân, olay bu hikâyelerde de vardır. Tek farkı şiirsel olması, dizeleri, kafiye ve redifleridir.

 

 

 1. Edebiyat sınavında sorumlu olduğunuz ”Edebi Akımlar ve Hikâye” ünitelerinin çalışma kâğıdına aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz! 

EDEBİYAT 11. SINIF 1. DÖNEM 1. SINAV ÇALIŞMA KÂĞIDI