Yeni müfredat ile birlikte 2024-2025 yılında ders kitaplarının içeriği değişmiştir. Bu yazımız da tamamen yeni müfredata göre şekillendirilmiştir. 1. dönem 1. edebiyat sınavına hazırlanmak için için aşağıdaki soru cevap şeklindeki çalışmadan yararlanabilirsiniz.

 

Edebiyat nedir?

Edebiyat diğer bir adıyla yazın; duygu, düşünce ve hayallerin dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade edilmesi sanatıdır. Edebiyat denildiğinde her ne kadar akla yazılı kaynaklar gelse de edebiyat sözlü ürünleri de kapsamaktadır. Türkçede ”edebiyat” kelimesi ilk defa Tanzimat Dönemi’nde Şinasi ve Namık Kemal’in yazılarında kullanılmaya başlanmıştır.

 

Edebiyatın güzel sanatlar içindeki yerini açıklayınız.

Sanat; güzeli anlatma, oluşturma çabasıdır. Sanat, insanın kendisini ifade etme ihtiyacından doğmuştur. Bu ifade farklı şekillerde ve farklı araçlarla gerçekleşebilir: resim, heykel, tiyatro, müzik, edebiyat gibi çok fazla disiplini içerir. Edebiyat güzel sanatlar arasında önemli bir yere sahiptir. Güzel sanatlar estetik değer taşıyan ve insanın duygu, düşünce ve hayal gücünü ifade etmeyi amaçlayan dalları kapsar. Edebiyat da bu tanıma dahil olan bir alandır çünkü kelimelerle insanın iç dünyasını, duygularını, düşüncelerini ve hayal gücünü dışa vurur.

(Bu noktada asıl önemli olan güzel sanatların sınıflandırılması tablosudur. Bu tabloyu mutlaka ezberleyiniz, sınavda çıkma ihtimali oldukça yüksek.)

Sanatçılar eserlerini oluştururken farklı malzemeler kullanır bu sebeple güzel sanatlar da sınıflandırılır.

Edebi metin nedir?

Duygu, düşünce ve hayallerin estetik bir yapı içinde kaleme alınmasıyla ortaya çıkan metinlere edebi metin denir. Edebi metinler; okuyanı etkileyen, duygu ve hayallerine zenginlik katan, özenle işlenmiş özgün bir dile sahip olan, ait olduğu toplumun ve oluşturulduğu dönemin sosyal ve kültürel yapısını az ya da çok yansıtan metinlerdir. Edebi metinler kurmaca metinlerdir. Bu metinlerde dış dünya olduğu gibi anlatılmaz. Yazar veya şair dış dünyayı kendi süzgecinden geçirip özgünleştirerek okura sunar.

İmge nedir? Nasıl oluşur?

Edebi metinlerde doğrudan günlük dil kullanılmaz. Sanatçının hayatı sınırsızken dildeki kelimeler sınırlıdır. Sanatçı duygularını anlatırken kelimelerin anlamını yetersiz bulduğunda kelimelere, söz öbeklerine farklı anlamlar yükleyebilir. Kelimeleri farklı anlamlara gelecek şekilde dönüştürebilir. Bu dönüşüm sonucunda imge ortaya çıkar. İmgeler de söz sanatlarının oluşmasına zemin hazırlar.

Edebi sanatlar (söz sanatları) nelerdir? 

-Teşbih (Benzetme): Sözü daha etkili kılmak için aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki varlıktan nitelik olarak zayıf olanın güçlü olana benzetilmesidir. Tam bir benzetmenin dört ögesi vardır:

Benzetme ögeleri: Benzeyen (benzetme yönü bakımından zayıf olan), benzetilen (benzetme yönü bakımından güçlü olan), benzetme yönü (benzetilen özellik), benzetme edatı (gibi, kadar, misal vb.

Örnek: 

Bende derya gibi daima taşın

Daima çalkalanır bir gönül vardır

Benzeyen: gönül

benzetilen: derya

benzetme yönü: taşkın olma

benzetme edatı: gibi

 

Kalbim bir kuş misali özgür kalmak ister

Benzeyen: kalp

benzetilen: kuş

benzetme yönü: özgür olma

benzetme edatı: misal

 

Deniz kadar mavi gözler

Benzeyen: gözler

benzetilen: deniz

benzetme yönü: mavi

benzetme edatı: kadar

-İstiare (Eğretileme): Bir sözcüğün benzetme amacı ile başka bir sözcük yerine kullanılmasına istiare denir. İstiarenin benzetmeden farkı sadece benzeyen ya da benzetilen ögesinin kullanılmasıdır. Sadece benzetilen varsa açık istiare, sadece benzeyen varsa kapalı istiaredir.

Örnek:

Kurban olayım beşikte yatan kuzuya 

(Bebek –> kuzuya benzetilmiştir. Benzeyen olmadığı için açık istiaredir.)

Bir med zamanı gökyüzü kurşunlarla örtülü.

(Bulutlar –> kurşuna benzetilmiştir. Benzeyen olmadığı için açık istiaredir.)

Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal. 

(Hilal yani bayrak –> insana benzetilmiştir. Benzetilen olmadığı için kapalı istiaredir.)

Dün erir damla damla ayaklarıma

( Dün yani geçmiş —> suya benzetilmiştir. Benzetilen olmadığı için kapalı istiaredir.)

-Teşhis (Kişileştirme): İnsana ait olan özelliklerin insan dışındaki varlıklara verilmesine teşhis (kişileştirme) denir.

Örnek:

Sisler Bulvarı’nda seni kaybettim

Sokak lambaları öksürüyordu ( Sokak lambalarının öksürmesi kişileştirmedir.)

Yukarda bulutlar yürüyordu ( Bulutların yürümesi kişileştirmedir.)

 

-İntak (Konuşturma): İnsan dışındaki varlıkların konuşturulmasına intak denir.

Örnek:

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda

Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında (Ceviz ağacı konuşturulmuştur.)

!!! Konuşmak insana ait bir özellik olduğu için konuşturmanın olduğu her yerde kişileştirme de vardır ancak kişileştirmenin olduğu her yerde konuşturma olmak zorunda değildir.

-Mübalağa (Abartma): Sözü daha etkili anlatmak için bir varlığı, olayı olduğundan çok daha küçük ya da büyük, az ya da çok göstermeye  mübalağa (abartma) denir.

Örnek:

Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü ( O kadar uzaktan duymak mümkün değil abartma mevcuttur.)

Gözyaşı döksem Nuh Tufanı’ na denk. (Gözyaşı miktarı abartılmıştır.)

-Tezat (Karşıtlık): Birbirine karşıt duygu, düşünce, hayal ve durumları ifade eden kavramları bir arada kullanma sanatıdır.

Örnek:

Neden böyle düşman görünürsünüz

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar

-Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması): Bir sözün benzetme amacı gütmeden parça-bütün, neden-sonuç, özel-genel, eser-sanatçı, iç-dış, yer-insan, soyut-somut, yön-uygarlık, araç-kullanıcı gibi anlam ilgileri ile başka bir sözün yerine kullanılmasına mecazı mürsel (ad aktarması) denir.

Örnek:

Uzun süredir Yaşar Kemal okumadım. ( Yaşar Kemal derken aslında onun kitaplarından bahsediyor. Bu nedenle sanatçı- eser ilişkisi ile ad aktarması yapılmıştır.)

Uçak Ankara’ya inmek üzere. ( Ankara derken hava alanı kast edilmiştir.)

-Tenasüp (Uygunluk): Anlamca birbiriyle ilgili kelimelerin şiirde kullanılması sanatına tenasüp denir.

Örnek:

Ne nergis, ne leylak, ne de gül

Hepsiyle dolu bir selesin

 

Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken

Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken

-Tecahül-i Arif (Bilmezlikten Gelme): Şairin aslında bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi yapmasına tecahül-i arif denir.

Örnek:

Yılın ilk karı yağdı

İyice kısaldı günler

Ölülerimiz üşür mü ki? ( Aslında ölülerin üşümeyeceğini bilmekte fakat bilmezlikten gelmektedir.)

Dün gece yoktu ki

Bu dağ buraya nasıl gelmiş?

 

-Hüsnütalil (Güzel Sebebe Bağlama): Bir olayı gerçek nedeninin dışında farklı bir sebebe bağlama sanatına hüsnütalil denir.

Örnek:

Ağaçlar erken çiçek açtı

Sen mutlu ol diye. ( Ağaçların çiçek açmasının sebebini sevgiliye bağlamıştır.)

 

Birbirimizi sevdikçe aydınlandı karanlıklar.

 

-Telmih (Hatırlatma): Hemen hemen herkes tarafından bilinen tarihi bir olayı ya da kişiyi şiirde hatırlatmaya telmih denir.

Ekmek leyla oldu bre dostlarım

Mecnun olup ardı sıra giderim

(Leyla ve Mecnun’un hikâyesi hatırlatılmıştır.)

 

Gökyüzünde İsa ile

Tur dağında Musa ile

Elindeki asa ile

Çağırayım Mevla’m seni

Edebiyatın bilimle ilişkisi nedir? 

Edebiyat ve bilim her ne kadar iki farklı disiplin olsa da aslında karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedirler. Örneğin psikoloji bilimini ele alacak olursak yazarlar eserlerinde kahramanlarının ruhsal tahlilini yapıp okura tanıtırken psikoloji biliminden faydalanırlar. Öte yandan bazı eserler toplumun psikolojini etkileyebilmektedir. Veya sosyoloji bilimini ele alalım. Sosyoloji toplum bilimidir, toplumları inceler. Edebi eserler içinde oluşturulduğu toplumun izlerini taşırlar. Bu sebeple sosyologlar geçmiş dönemlerdeki toplumları incelemek istediklerinde edebi eserlerden de faydalanabilirler. Edebiyatçılar da eserlerini oluştururken sosyologların gözlemlerinden faydalanabilirler. Tarih biliminin edebi eserlerden faydalanması, yazarların tarihi olayları konu alması, edebi eserlerin bir düşünce üzerine kurulu olmasından dolayı felsefe biliminden yararlanması gibi sayabileceğimiz çok fazla örnek vardır.

Açık ileti ve örtük ileti nedir? 

Açık ileti; bir yazarın ya da şairin vermek istediği mesajı, duyguyu ya da düşünceyi doğrudan yani yoruma gerek bırakmadan ifade etmesidir. Okur, eseri okuduğunda ne anlatılmak istendiğini kolayca anlar, altında gizli bir anlam aramasına gerek yoktur.

Örnek:

Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı

Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı

Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

-Bu dizelerde Mehmet Akif Ersoy doğrudan şu mesajı vermektedir: ”Vatanına sahip çık, üzerinde yaşadığımız topraklar kolay kazanılmadı.” Bu mesaj çok net ve açıktır. Okurun satır arası bir anlam çıkarmasına gerek yoktur.

Örtük ileti ise yazarın yada şairin vermek istediği mesajı doğrudan söylemeyip semboller, benzetmeler, imgeler veya dolaylı anlatımlar ile okura sezdirmesidir. Yani okur, iletilmek istenen mesajı kendi yorumuyla bulur.

Örnek:

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun

Ne zengin fakiri,

Ne sen ben farkı olsun

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

 

  • Bu şiirde şair Cahit Sıtkı Tarancı doğrudan ”Adil bir toplum, eşit bir toplum istiyorum.” demiyor. Ancak ifadeleri barışa, adalete, eşitliğe, refaha olan özlemi uyandırıyor. İşte bu örtük iletidir.

Deneme nedir? Denemenin özellikleri nelerdir? 

Deneme bir yazarın herhangi bir konu hakkında kişisel düşüncelerini, gözlemlerini ve yorumlarını samimi bir üslup ile dile getirdiği metin türüdür. Amaç bilgi vermekten ziyade düşündürmek ve fikir paylaşmaktır. Denemenin özellikleri:

-Konu sınırlandırması yoktur. Her şey denemenin konusu olabilir.

-Yazar özgürdür, konuyla ilgili istediği gibi yorum yapabilir çünkü deneme özneldir. Yazar anlattıklarını ispatlamak zorunda değildir.

-Samimi bir üslup kullanılır.

-Genellikle açık ileti barındırır ancak yer yer örtük iletiler de olabilir.

DİKKAT!

Bu bir sınav çalışma kâğıdı olduğu için konular kısaca açıklanmıştır. Bu konulara daha da detaylı çalışmak isterseniz aşağıdaki başlıklara tıklayarak konuların daha uzun ve bol örnekli haline ulaşabilirsiniz. 

Edebiyat nedir?

Edebiyatın güzel sanatlar içindeki yeri

Edebi metin

İmge

Edebi sanatlar (söz sanatları)

Edebiyatın bilimle ilişkisi

Açık ileti ve örtük ileti

Deneme