
Roman nedir? Özellikleri nelerdir?
Gerçek ya da gerçeğe yakın tasarlanmış olayları kişiler, mekan, zaman çerçevesinde ayrıntılı bir şekilde anlatan uzun ve kurgusal edebi türe roman denir.
- Kurmacadır.
- Tek bir olaydan çok, birbirine bağlı birçok olayın yer aldığı gelişmiş bir olay örgüsüne sahiptir.
- Karakter sayısı fazladır, kalabalık bir şahıs kadrosuna sahiptir.
- Olayların yaşandığı çevre ayrıntılı bir biçimde betimlenir. Mekân, atmosferin oluşmasına katkı sağlar.
- Olay, kişi, mekân ve zaman unsurları romanın temel yapı taşlarını oluşturur; bu unsurlar hikâyeye kıyasla romanda daha ayrıntılıdır.
- Romandaki dil ve anlatım tarzı karakterlerin sosyal çevresine, eğitim düzeyine, kişilik özelliklerine göre şekillenir. Kısacası romanın dili kahramanların kimliği ile ortaya çıkar.
- Zaman içinde roman farklı biçimlerde gelişmiş, hem içeriğine hem de edebi akımların etkisine göre türlere ayrılmıştır.
Konularına göre roman türleri nelerdir? Kısaca açıklayınız.
Tarihî roman: Geçmişte yaşanan olayları, dönemleri ve kişileri konu alır. Yazar, tarihî gerçekleri kurguyla harmanlar.
Macera romanı: Heyecan verici olayların, tehlikeli serüvenlerin anlatıldığı romanlardır. Genellikle hızlı tempolu ve sürükleyici bir kurgusu vardır.
Polisiye roman: Suç, cinayet, hırsızlık gibi olayların çözümünü konu alır. Yazar, tarihi gerçekleri kurguyla harmanlar.
Psikolojik roman: Karakterlerin iç dünyasına, ruhsal durumlarına, düşüncelerine ve duygularına odaklanır.
Fantastik roman: Gerçek dünyadan farklı, hayal gücüne dayalı olağanüstü olay ve varlıkların yer aldığı romanlardır.
Bilim kurgu romanı: Gelecekteki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri, uzay yolculuklarını, yapay zekayı konu alan romanlardır.
Biyografik roman: Bir kişinin hayatının kurguyla anlatıldığı romanlardır.
Otobiyografik roman: Yazarın kendi hayatını kurgu içerisinde anlattığı romandır.
Sosyal roman: Toplumsal hayatı konu alan romanlardır.
Egzotik roman: Uzak ve yabancı ya da bilinmeyen ülkelerin doğasını ve insanlarını anlatan romanlardır.
Romanın tarihi gelişimi hakkında bilgi veriniz. Türk edebiyatındaki önemli roman örnekleri nelerdir?
Dünya edebiyatında 17. yüzyılda Miquel de Cervantes’in kaleme aldığı ”Don Kişot” adlı eser modern anlamda roman türünün ilk örneği kabul edilir. 18. yüzyılda giderek yaygınlaşan roman türü 19. yüzyılda altın çağını yaşadı. Bu dönemde realist, natüralist, romantik vb. birçok roman türü gelişti. Türk edebiyatına ise Tanzimat Dönemi’nde çeviri yoluyla girdi ve gelişimini sürdürdü.
İlk çeviri roman: Telemak- Yusuf Kamil Paşa (Fransız yazar Fenelon’dan Telemaque adlı romanı çevirmiştir.)
İlk yerli roman (İlk Türk romanı): Taaşuk-ı Talat ve Fitnat- Şemsettin Sami
İlk edebi roman: İntibah- Namık Kemal
İlk tarihi roman: Cezmi- Namık Kemal
İlk psikolojik roman: Eylül- Mehmet Rauf
İlk köy romanı: Karabibik- Nabizade Nazım
İlk realist roman: Araba Sevdası- Recaizade Mahmut Ekrem
İlk otobiyografik roman: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu- Peyami Safa
Batı tekniğine uygun ilk romanlar: Mai ve siyah, Aşk-ı Memnu- Halit Ziya Uşaklıgil
Romanda kullanılan anlatım teknikleri nelerdir?
Anlatma Tekniği: Bir romanda ya da öyküde olayların yazar ya da anlatıcı tarafından doğrudan anlatılmasıdır. Bu teknikte okuyucu, olayları ve karakterlerin duygu düşüncelerini bir anlatıcının gözünden görür. Bir anlatıda dikkat anlatıcı üzerinde yoğunlaşıyorsa o anlatıda anlatma ağırlıklı bir anlatım tekniği uygulanıyor demektir. Bu yöntemde anlatıcı olayı sunuşuyla, yaptığı açıklama ve yorumlarla dikkati kendi üzerine çeker.
Örnek:
Ali, o sabah her zamankinden daha erken uyandı. İçinde garip bir sıkıntı vardı. Kahvaltısını sessizce yaptıktan sonra dışarıya çıktı. Sokaklar boştu. Yağmur yavaş yavaş çiseliyordu. Islanmaya aldırmadan yürümeye devam etti. Ne yapacağını bilmiyordu. Tek bildiği evde kalmak istemediğiydi.
Mektup Tekniği: Roman içinde olayların kahramanların birbirine yazdığı mektuplar yoluyla aktarılmasıdır. Bu teknik, karakterlerin duygu ve düşüncelerini doğrudan ifade etmesini sağlar.
Örnek:
”Sevgili Aziz Necip,
Sizi belki de hiç tanımadan, sadece mektuplarınızdan tanıyarak sevdim. Elimde değil…”
-Halide Edip Adıvar’ın ”Handan” romanı Handan’ın yazdığı mektuplar aracılığı ile anlatılmaktadır.
Özetleme Tekniği: Olaylar ayrıntıya girilmeden, kısa ve genel bir biçimde anlatılır. Zamanın hızla geçirilmesi gereken yerlerde kullanılır. Amaç anlatımın hızını arttırmak ve gereksiz ayrıntılardan kaçınmaktır.
Örnek:
”Feride, Anadolu’nun pek çok kasabasını dolaştı. Her gittiği yerde başka bir hikâyeye şahit oldu.”
Geriye Dönüş Tekniği (Flashback): Anlatı sırasında geçmişte yaşanan olaylara dönülür. Karakterin anıları, hatıraları ya da bir olayın açıklaması geçmişe dönülerek verilir.
Örnek:
”Nuran’la ilk defa Boğaz’da bir yaz akşamı karşılaşmışlardır. O anı hatırladıkça içi ürperirdi.”
-Karakter geçmişte yaşadığı bir anıyı hatırlıyor.
Diyalog Tekniği: Olaylar, kahramanların karşılıklı konuşmalarıyla aktarılır. Diyaloglar, romanın canlılığını ve gerçekçiliğini arttırır.
Örnek:
—Açlıktan öleceğiz be Ali.
—Sus, sabret biraz. İş çıkacak elbet.
İç Diyalog Tekniği: Kahramanın kendi kendine sanki karşısında biri varmış gibi konuşmasıdır. Kahraman düşüncelerini doğrudan okura sunmuş olur.
Örnek:
”Acaba bu hastalıktan kurtulabilecek miyim? Doktorun yüzü neden bu kadar ciddiydi?”
İç Çözümleme (İç tahlil): Anlatıcının karakterin zihninden geçenleri, duygu ve düşüncelerini okura aktarmasıdır. Anlatıcı bunu üçüncü kişili anlatımla hâkim bakış açısını kullanarak yapar.
Örnek:
”Ahmet Celal, köylülerle arasında bir uçurum olduğunu hissediyor, bu yabancılıktan kurtulamayacağını biliyordu.”
İç Monolog: Karakterlerin iç dünyasında şekillenen duygu ve düşünceleri dışa yansıtmak için kullandığı tekniktir. Karakterin zihninden geçen düşüncelerin kesintisiz bir şekilde dış etkenler olmadan doğrudan yansıtılmasıdır.
Örnek:
”Ne saçma bir gündü. Sabah kalktığımda her şey yolundaydı, sonra birden her şey tersine döndü. Başıma bunların geldiğine inanamıyorum.”
KARIŞTIRMA!
”İç diyalog mu? İç çözümleme mi? İç monolog mu?”
Dikkat ederseniz iç diyalogda karakter kendi kendine konuşur ancak karşılıklı konuşuyormuş gibi bir hava vardır. İç monologda ise karakter doğrudan konuşur. İç çözümlemede anlatıcı aktarıcıdır ve ”düşündü, içinden geçirdi vb.” ifadeler kullanır.
İç diyalog örneği:
Çıkıp gitmeli miyim? Ama beni yanlış anlarsa? Kalsam ne değişecek ki, belki de en iyisi susmak.
->Karakter sanki kendi zihninden biriyle konuşuyormuş gibi soru cevap yapıyor.
İç monolog örneği:
Herkes gitti. Yine yalnız kaldım. Neden kimse beni anlamıyor? Konuşsam bile dinleyen yok. Belki de en iyisi susmak.
->Karakterin düşünceleri doğrudan veriliyor. Anlatıcı araya girmiyor, düşünceler karakterin ağzından anlatılıyor.
İç çözümleme örneği:
Ali odada tek başına oturuyordu. Herkesin ona sırt çevirdiğini düşünüyordu. Ne yaparsa yapsın kendini kabul ettiremeyeceğine inanmıştı. İçinde büyüyen bu yalnızlık duygusu artık dayanılmaz bir hâl almıştı.
-> Anlatıcı (üçüncü kişi) karakterin iç dünyasını gözlemleyip, çözümleyip anlatıyor.
Bilinç Akışı: Karakterin zihninden geçen düşünceler, çağrışımlar ve duygular mantıksal sıraya sokulmadan doğal ve karmaşık bir biçimde verilir.
Örnek:
Yağmur, yine yağmur… İlkokulda sıraya otururken saçım ıslaktı, annem kurutsaydı keşke… Sokak köpekleri de üşüyor mudur acaba? Az önce geçen adam neden o kadar acele ediyordu? Kahvaltı yapmadım, çay demlemeliyim…
Bir metinde olması gereken anlatım özellikleri nelerdir?
Açıklık: Metnin okur tarafından kolayca ve tek bir anlamda anlaşılabilir olmasıdır. Yani anlatılan şey yorumlamaya açık olmayacak şekilde nettir.
Yalınlık (Sadelik): Gereksiz, süslü ifadelerden kaçınmak, metni sade bir dille yazmaktır.
Duruluk: Cümlelerde gereksiz sözcük kullanmamaktır. Cümleye katkı sağlamayan gereksiz sözcüklerin çıkarılması ile elde edilir.
Özgünlük: Yazarın kendine has bir üslup ve bakış açısı ile düşüncelerini ifade etmesidir.
Akıcılık: Metnin okuyucuyu yormadan, duraksamadan okunmasını sağlayan anlatım özelliğidir. Uyumlu cümle yapıları, mantıklı geçişler vb. bunu sağlar. Karmaşık cümlelerden kaçınılır.
Doğallık: Düşüncelerin samimi, yapaylıktan uzak, içten bir dil ile aktarılmasıdır.
Tutarlılık: Metin içinde düşünce birliği ve mantık bütünlüğü olmasıdır. Çelişkili ifadelerden kaçınılır.
Bir metin türü olarak eleştiri nedir?
Bir sanat eserinin ya da düşüncenin değerlendirilmesi, yorumlanması ve eksik- güçlü yanlarının ortaya konması amacıyla yazılan metin türüdür. Eleştiri sadece yermek değil değer biçmek, yorumlamak ve geliştirmek anlamına da gelir. Hem olumlu hem olumsuz yönler ortaya konur.
- Bir eseri ya da düşünceyi değerlendirme amacı taşır.
- Hem olumlu hem olumsuz yönler belirtilir.
- Yorum, çözümleme ve gerekçelendirme içerir.
- Öznel (izlenimsel) veya nesnel (bilimsel) olabilir.
- Ele alınan konu genellikle sanat ya da edebiyat ürünüdür.
- Düşünsel derinlik ve bilgi birikimi gerektirir.
- Yalın, açık, anlaşılır bir dil kullanılır.
- Beğendim, hoşuma gitti gibi kişisel ifadelerden kaçınılır.
Örnek:
”Reşat Nuri’nin ”Çalıkuşu” romanı bireyin toplumla çatışmasını başarıyla işler. Ancak bazı karakterler yüzeysel kalmıştır. Buna rağmen anlatımın sadeliği ve Feride’nin içsel gelişimi romanı değerli kılar.”
Otobiyografi nedir? Özellikleri nelerdir?
Otobiyografi, bir kişinin kendi hayatını anlattığı yazı türüdür.
- Yazar kendi hayatını anlatır.
- Anlatım birinci kişi ağzıyla yapılır.
- Gerçek ve yaşanmış olaylar anlatılır.
- Doğruluk ve dürüstlük esastır.
- Doğum, çocukluk, eğitim, meslek, başarılar, önemli insanlar gibi konulara yer verilir.
- Kronolojik bir yapı izlenir.
- Edebi bir dille yazılabilir ama temel amaç bilgi vermektir.