
Yeni müfredat ile birlikte 2024-2025 yılında ders kitaplarının içeriği değişmiştir. Bu yazımız da tamamen yeni müfredata göre şekillendirilmiştir. 1. dönem 1. edebiyat sınavına hazırlanmak için için aşağıdaki soru cevap şeklindeki çalışmadan yararlanabilirsiniz.
Hikâyenin Türk edebiyatındaki tarihi nedir? (İlk hikâye örnekleri nelerdir?)
Dünya edebiyatında hikâye türünün ilk örneği İtalyan yazar Giovanni Boccaccio’nun ”Decameron” adlı eseridir. Bu eser 1348 yılında yazılmıştır. Bir metin türü olarak hikâye Türk edebiyatına ise Tanzimat Dönemi ile birlikte girmiştir. Modern anlamda hikayecilik bu dönemde Batı edebiyatının etkisiyle gelişmiştir. Ahmet Mithat Efendi’nin ”Letaif-i Rivayat” adlı eseri Türk edebiyatında ilk hikâye örneği kabul edilir. Batılı yani modern anlamda ilk hikâye örneğimiz ise Samipaşazade Sezai’nin ”Küçük Şeyler” adlı eseridir.
Hikâyenin yapısal unsurları nelerdir?
Olay/ Durum: Hikâyede anlatılan temel durum ve yaşanmışlıktır. Hikâyeler genellikle kısa ve tek bir olay etrafında şekillenir. Olay; serim, düğüm ve çözüm şeklinde ilerler.
Şahıs kadrosu: Olayın içinde yer alan karakterlerdir. Bir ana karakter ve yan karakterler bulunur. Hikâyede ele alınan karakterler genellikle hayatlarının belli ve kısa bir anı içinde anlatılır. Karakterlerin olay ve durumla ilgili yanları ön plana çıkartılır.
Mekân: Olayın geçtiği çevredir. Yazar gerçek bir mekânı kullanabileceği gibi kurmaca bir mekân da kullanabilir. Mekân, olayın gelişimi etkiler.
Zaman: Olaylar belli bir zaman diliminde yaşanır. Hikâyenin konusuna ve yapısına göre zaman uzayıp kısalabilir.
Olay metinlerindeki anlatıcı ve bakış açıları nelerdir?
Anlatıcı hikâyede olup biteni aktaran kişidir. Yazar, anlatma görevini bir anlatıcıya verir. Anlatıcı da tıpkı olay, karakter, zaman ve mekân gibi yazar tarafından kurgulanmış bir unsurdur. Olayların ve durumların anlatıcı tarafından ifade edilişi de bakış açısını oluşturur. Bakış açısı üçe ayrılır:
-> Kahraman Bakış Açısı: Yazar olayı anlatma görevini hikâye içindeki olayı yaşayan kahramanlardan birine verir. Hikâyeyi anlatan kişi olayı yaşayan kişidir ve sadece yaşadıklarını ve gözlemleyebildiklerini aktarabilir. Olaylar birinci kişi ağzı ile anlatılır. (Örneğin: Sabah erkenden uyandım. Hemen güzel bir kahve yaptım. Kahvemi içip evden çıktım.)
->Gözlemci (Müşahit) Bakış Açısı: Hikâyede anlatıcı olayı yaşayan kahramanlar değil üçüncü bir kişidir. Olayların tanığı gibi gördüklerini ama sadece gördüklerini tarafsız bir şekilde anlatır. Kişilerin aklından geçenleri, hissettiklerini, olayların geçmişini bilemez. Olaylar üçüncü kişi ağzı ile anlatılır. (Örneğin: Sabah erkenden uyandı. Hemen güzel bir kahve yaptı. Kahvesini içip evden çıktı.)
->Hâkim (İlahi/ Tanrısal) Bakış Açısı: Anlatıcı olay ve kişiler ile ilgili her şeyi görür ve bilir. Kişilerin geçmişlerini, geleceklerini, düşündüklerini, ruh hallerini vs. bilmediği hiçbir şey yoktur. Olaylar yine üçüncü kişi ağzından anlatılır ama gözlemciden farkı bu bakış açısının her şeye hakim olmasıdır. (Örneğin: Sabah erkenden uyandı. Yine güzel bir sabaha uyandığını düşünüyordu. Hemen güzel bir kahve yaptı. Kahvesini içip evden çıkarken bir an içinden ocağı kapatıp kapatmadığının korkusu geçti.)
Hikâye türleri nelerdir?
Hikâyeler olay hikâyesi ve durum hikâyesi olmak üzere ikiye ayrılır.
Olay Hikâyesi: Dünya edebiyatındaki öncüsü Maupassant olduğu için Maupassant tarzı hikâye olarak da bilinir. Olay ön plandadır. Serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşur. Olay bir çatışmaya dayanır. Heyecan ögesi canlı merak unsuru yüksektir. Türk edebiyatındaki temsilcileri: Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin…
Durum Hikâyesi: Dünya edebiyatındaki öncüsü Çehov olduğu için Çehov tarzı hikâye olarak da bilinir. Olay ön planda değildir. Olay yerine yaşamdan bir kesit veya bir durum anlatılır. Olay yoktur, çatışma yoktur. Serim, düğüm, çözüm olmak zorunda değildir. Bitmemişlik hissi verir. Türk edebiyatındaki temsilcileri: Memduh Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık..
Nazım birimi nedir?
Bir şiirin kaçlık parçalardan (birimlerden) oluştuğunu belirten kavrama nazım birimi denir. En küçük nazım birimi dize veya mısradır. Bir şiirin her bir satırına dize (mısra) denir. Bir şiirin nazım birimi sorulduğunda o şiirin kaçarlı dize gruplarıyla yazıldığına bakmalıyız:
-> Beyit: İki dizeden oluşan nazım birimine beyit denir.
Su kasrına vardım su gibi yarim var idi
Derya kenarında nazlı nigarım var idi
-> Dörtlük: Dört dizeden oluşan nazım birimine dörtlük denir.
Bana ne yazdan bahardan
Banane borandan kardan
Aşağıdan yukarıdan
Yolun sonu görünüyor
->Bent: 3, 5 veya daha fazla dizeden oluşan nazım birimine bent denir.
Bir martı çığlığı bölüyor sabahı
Deniz hâlâ aynı deniz
Ama içimizdeki fırtına başka
Konuşmak istiyoruz belki
Ama kelimeler çoktan yorulmuş
Redif ve uyak (kafiye) nedir?
Dize sonlarındaki eş görevli ek ve kelimelere redif denir.
Örnek:
Sokaklar karanlık ama ben hep beklerim
Bir umut bir ses beklerim
Bahçedeki sarı kırmızı çiçekler
Rüzgarla dans eder renkler
Uyak (kafiye) ise dize sonlarındaki eş görevli olmayan ses benzerlikleridir. Eğer varsa önce redif bulunur redif bulunduktan sonraki ses benzerlikleri uyaktır. Örneğin:
Az önceki dizeleri ele alacak olursak:
Bahçedeki sarı kırmızı çiçekler
Rüzgarla dans eder renkler
-ler ekleri yazılış ve okunuş ve aynı zamanda işlevleri aynı. İkisinde de çoğul eki olarak kullanılmış rediftir. Şimdi redif haricinde ses benzerliğine bakalım.
renk ve çiçek farklı iki sözcüktür ve -k harfleri benzerdir. Bu ise uyaktır.
Uyak türleri:
-Yarım Uyak: Dize sonundaki tek ses benzerliğidir.
Yüreğimde sevda bitmez
Güllerde bülbüller ötmez
Hayalimde vuslat yetmez
Gönül selam ister şimdi
-Tam Uyak: Dize sonundaki iki ses benzerliğidir.
Aldanma cahilin kuru lafına
Hükmetse dünyanın her tarafına
Dikkat !!!
Düzeltme işareti olan harfler (â, î) iki ses yerine geçer.
-Zengin Uyak: Dize sonundaki 3 ve 3’ten fazla ses benzerliğidir.
Düştüyse gönüller bu melâle
Zulmet bizi çekmekte visâle
( -âl iki harf benzerliği gibi görünebilir. Ancak şapkalı harfler iki ses sayıldığından yani -aan olarak göreceğiz ve zengin uyak diyeceğiz.)
-Cinaslı Uyak: Dize sonunda yazılışı ve okunuşu aynı anlamları farklı yani eş sesli sözcüklerin kullanılarak yapıldığı uyak türüdür.
Baharda açına dalında gül
Sen de bir kerecik yüzüme gül
(Gül sözcüğü birinci dizede çiçek ikinci dizede tebessüm etmek anlamında kullanılmıştır.)
♦♦♦Konu detaylı bir konudur daha fazla örnek ve daha detaylı anlatım için yazı sonundaki başlıklara tıklayarak çalışabilirsiniz.♦♦♦
Uyak şeması nedir?
Uyak şeması bir şiirdeki dizelerin birbirleriyle olan uyak ilişkisini gösteren harf düzenidir. Şiirin hangi dizeleri birbiriyle uyak oluşturmuşsa bunu harfle ifade ederiz ve şemalar oluşur.
->Düz Uyak:
->Çapraz Uyak:
->Sarmal Uyak:
Şiirde ölçü nedir?
Şiirde ölçü, dizelerin hece veya durak sayısına göre belirli bir düzen içinde yazılmasıdır. Ölçü, şiirin ritmini ve ahengini sağlar. Türk şiirinde üç ana ölçü türü vardır:
-Hece Ölçüsü: Türk şiirinin millî ölçüsüdür. Dizelerdeki hece sayısı eşitliğine dayanır. Genellikle 7’li, 8’li ve 11’li hece ölçüleri tercih edilir. Tüm dizeler eşit hece sayısı ile yazıldıysa bu durum şiirin hece ölçüsüyle yazıldığını gösterir.
Örneğin:
Bu vatan toprağın kara bağrında –>11 hece
Sıra dağlar gibi duranlarındır –>11 hece
Bir tarih boyunca onun uğrunda –>11 hece
Kendini tarihe verenlerindir –>11 hece
11’li hece ölçüsü ile yazılmıştır.
Hece ölçüsü ile yazılan şiirlerde ahengi arttırmak için dizeler okunurken belli yerlerinden ayrılır. Bu ayrım yerlerine durak denir. Durak, okuyucuya nerede nefes alacağını ve vurgu yapacağını gösterir. Sık kullanılan durak kalıpları:
7’li hece ölçüsü: 4+3, 3+4
8’li hece ölçüsü: 4+4
11’li hece ölçüsü: 6+5, 4+4+3
14’lü hece ölçüsü: 7+7
Örneğin:
U-zun in-ce /bir yol-da-yım 4+4=8 hece
Gi-di-yo-rum/ gün-düz ge-ce 4+4= 8 hece
Duraklar mecburi bir kural değildir ama şairin dili daha etkili kullanmasına yardımcı olur.
-Aruz Ölçüsü: Kapalı (uzun) ve açık (kısa) hecelerin belli kalıplara göre dizilmesiyle oluşur. Ünlü harflerle biten heceler açık (kısa) hece, ünsüz harf ya da uzun ünlü (â,î,û) ile biten heceleri gösterir. Arap ve Fars edebiyatı kaynaklıdır. Divan edebiyatı şiirinde yaygındır. Belli kalıpları vardır ve ona göre yazılmak zorundadır.
Örneğin:
Din–le ney–den kim hi-kâ–yet et-me-den
Fâ-i-lâ–tün fâ-i-lâ–tün fâ-i-lün
-Serbest Ölçü: Şiirin hece ya da aruz ölçüsüne bağlı kalmadan yazılmasıdır. Serbest ölçü ile yazılan şiirlerin kuralı yoktur ancak kendi içsel ritmi vardır.
Gezi yazısının özellikleri nelerdir?
Bir yazarın gittiği yerleri, oradaki gözlemlerini, izlenimlerini anlattığı metin türüne gezi yazısı denir. Gezi yazıları hem okuru bilgilendirir hem de o yerlere gitmiş gibi hissettirir.
- Gözlem ve deneyim ön plandadır.
- Yöreye ait tarihi, kültürel ve doğal bilgiler verir.
- Betimleyici anlatım biçimi kullanılır.
- Anlatım kişiseldir, yazar kendi duygu ve düşüncelerine de yer verir.
- Okuru anlatılan yer ile ilgili bilgilendirme amacı güder.
- Anlatımda sade, akıcı ve samimi bir dil kullanılır.
- Yöresel ifadeler, yerel yemekler, gelenekler gibi ayrıntılara da yer verilebilir.
- Seyahatname olarak da bilinir.
- Seydi Ali Reis’in ”Miratü’l Memalik” adlı eseri Türk edebiyatının ilk gezi yazısıdır.
- Türk edebiyatındaki en tanınmış gezi yazısı (seyahatname) ise Evliya Çelebi’nin ”Seyahatname’sidir.
Anı ile gezi yazısını karşılaştırınız.
Anı ve gezi yazısı arasında bazı benzerlikler bulunsa da her ikisi de farklı metin türleridir ve temel olarak farklı amaçlara hizmet ederler. Bir yazarın kendi hayatında veya yakın çevresinde yaşadığı olayları anlattığı yazılar anı iken yazarın gezdiği yerleri; bu yerlerdeki kültürel, coğrafi ve tarihsel izlenimlerini, gözlemlerini ve deneyimlerini aktardığı yazılar gezi yazısıdır. Her iki metin türünde de deneyimlerin anlatılmasının yanı sıra anı bireysel bir geçmişi yansıtır ve duygusal yönleri öne çıkarır. Gezi yazısı ise dış dünyayı tanıtmak ve bilgi vermek amacı güder. Gezi yazısında yazarın kişisel duyguları olsa de anıya göre fazlasıyla daha objektif ve gözlemsel bir dil kullanılır.
Düşünceyi geliştirme yolları nelerdir?
-> Bu konuya aşağıdaki başlığa tıklayarak ulaşabilirsiniz.
DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
DİKKAT!
Bu bir sınav çalışma kâğıdı olduğu için konular kısaca açıklanmıştır. Bu konulara daha da detaylı çalışmak isterseniz aşağıdaki başlıklara tıklayarak konuların daha uzun ve bol örnekli haline ulaşabilirsiniz.