Cumhuriyet Dönemi, 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle başlayan Türk edebiyatı dönemidir.  Günümüzde de devam etmektedir ve güçlü temsilcileri bulunmaktadır. Bu dönemde birçok farklı türde eser verilmiştir. Hikâye de bu türlerin arasındadır. Bildiğimiz gibi hikâye (öykü) yaşanması mümkün olayların yer, zaman ve kahramanlar çevresinde anlatıldığı metin türüdür. Türk edebiyatına yabancı bir tür değildir. Her ne kadar şu anki formunda olamasa da Geçiş Dönemi’nde Dede Korkut Hikâyeleri, divan edebiyatında mesneviler, halk edebiyatında halk hikâyeleri türün edebiyatımızda önemli örneklerini oluşturmuştur. Ancak günümüzdeki anlamda hikâyenin ilk örneklerine Tanzimat Dönemi’nde rastlamaktayız. Emin Nihat’ın Müsameretname’si ile Ahmet Mithat Efendi’nin Letaif-i Rivayet adlı eserleri edebiyatımızdaki ilk hikâye örnekleri kabul edilirken Samipaşazade Sezai’nin Küçük Şeyler adlı eseri edebiyatımızda Batılı anlamda ilk hikâyedir ve bu eserlerden sonra da hikâye türü edebiyatımızda gelişmeye devam etmiştir. Servet-i Fünun ve Milli Edebiyat Dönemlerinde de sağlam hikâyeler yazılmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde ise hikâye en parlak dönemini yaşamıştır.

Cumhuriyet Dönemi’nde Hikâye (1923-1940)

Tanzimat Dönemi’nden itibaren gelişmekte olan hikâye Cumhuriyet Dönemi’nde de yazarlar tarafından geliştirilmeye devam etmiştir. Bu dönemde yenilikçi eğilimler görülmüştür. Geleneksel hikâye anlatımından uzaklaşılarak modernist teknikler kullanılmıştır. Zamanın akışı kırılmış, iç monologlar ve bilinç akışı gibi teknikler sıkça kullanılmıştır. Toplumsal temalar işlenmiş ve konular çeşitlenmiştir.  Yazarlar toplumdaki bazı kesimleri ve sosyal sorunları ele almışlardır. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında 1923-1940 yılları arasını kapsayan dönemde hikâye türü ile ilgili genel olarak maddeler halinde şunları söyleyebiliriz:

  • Bu dönemde hikâyeler bağımsız olarak üretilmiştir.
  • Hikâyede konu çeşitlenmiş; batılılaşma, köy ve kasaba hayatı, bireyin psikolojik sorunları, toplumsal değişimler gibi toplumu ilgilendiren konulara ağırlık verilmiştir.
  • Yazarlar genellikle eserlerini gözlemci gerçekçi bakış açısıyla kaleme almıştır.
  • Realizm sanat akımı olarak benimsenmiştir.
  • İlk yıllarda Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi Milli Edebiyat Dönemi yazarları hikâye türünde eserler yazmışlardır.
  • Bu yıllarda Reşat Nuri Güntekin’in Leyla ile Mecnun; Fahri Celalettin Göktulga’nın (1895-1975) Telak-ı Selase; Ercüment Ekrem Talu’nun (1888-1956) Teravihten Sahura; Nahid Sırrı Örik’in (1895-1960) Eski Resimler; Sadri Ertem’in Bacayı İndir Bacayı Kaldır; Memduh Şevket Esendal’ın Otlakçı, Pazarlık; Sabahattin Ali’nin Ses, Kamyon; Sait Faik Abasıyanık’ın Son Kuşlar, Lüzumsuz Adam adlı eserleri tanınmış hikâye örneklerindendir.

 

Reşat Nuri Güntekin

1919-1932 yılları arasında yayımladığı öykü kitaplarında Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler adlarını taşıyan dört öyküsü Cumhuriyet döneminde yayımlanmıştır. Kullandığı günlük konuşma dili ve toplumsal ve edebi temlerle geniş bir okuyucuya sahiptir. Hikâyelerinde genelde aşk, aile, çocuk, ahlak ve buna bağlı olarak gelişen bireysel ve toplumsal konular işlenmiştir.

Öyküleri: Roçild  Bey, Eski Ahbap, Sönmüş Yıldızlar, Tanrı Misafiri, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler, Aşk Mektupları, Boyunduruk.

 

Sait Faik Abasıyanık

Bu dönemde yazan Sait Faik Abasıyanık, durum öykücülüğünde en başarılı hikâye yazarıdır. İstanbul hikâyecisi olarak da bilinir. Sait Faik’in diğer bir başarısı da  öyküsündeki kişilerle, kendisindeki insan sevgisini okuyucularına da aktarmasıdır. Sanat kaygısından uzak bir dille yazması ise öykülerini okuyucuya sevdiren önemli öğelerden biridir.

Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Havada Bulut gibi hikâyelerinde toplumun acı çeken kesimlerine yönelmiştir. İlk hikâyelerinde çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlatmıştır.

Alemdağ’da Var Bir Yılan adlı hikâyesinde gerçeküstücülüğe yönelmiştir.

Diğer hikâyeleri: Semaver, Sarnıç, Şahmerdan, Kumpanya, Havuz Başı, Son Kuşlar…

Memduh Şevket Esendal

Memduh Şevket Esendal, yine bu dönemdeki durum hikâyeciliğinde başarılı diğer yazarımızdır. Samimi bir üslubu vardır. Hikâyeleri: Otlakçı, Mendil Altında, Hava Parası, Temiz Sevgiler, Kelepir, Bir Kucak Çiçek, İhtiyar Çilingir, Gönül Kaçanı Kovalar…

Cevat Şakir Kabaağaçlı

Cevat Şakir Kabaağaçlı hikâyelerinde Bodrum’u ve deniz insanını anlatmıştır. Halikarnas Balıkçısı olarak bilinir. Hikâyeleri: Merhaba Akdeniz, Gülen Ada, Dalgıçlar, Parmak Damgası, Ege’nin Dibi, Yaşasın Deniz, Çiçeklerin Düğünü…

Sabahattin Ali

Sabahattin Ali, toplumcu gerçekçiliğin hikâye alanındaki en önemli temsilcilerindendir. Sade bir dil ile olay hikâyesi yazmıştır. Hikâyeleri: Değirmen, Kağnı, Sırça Köşk, Yeni Dünya, Ses.

 

1940-1960 yılları arasındaki Cumhuriyet Dönemi hikâyeciliği için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz. 

1940-1960 yılları arasındaki Cumhuriyet Dönemi hikâyeciliği