1955-1965 yılları arasında adından söz ettiren İkinci Yeni, 1956’dan itibaren Pazar Postası dergisinde bir araya gelen sanatçıların oluşturduğu bir edebi akımdır. Bu anlayışı benimseyen şairlerin bazıları daha sonra Cemal Süreya’nın çıkardığı Papirüs dergisi etrafında birleşmiştir. Papirüs dergisi etrafında toplanan İkinci Yeni sanatçıları arasında Cemal Süreya, İlhan Berk, Turgut Uyar, Edip Cansever, Sezai Karakoç, Ece Ayhan ve Ülkü Tamer sayılabilir. İkinci Yeni şairleri geleneksel şiir biçimlerini reddederek özgün ve yenilikçi bir dil kullanmışlardır. Geleneksel şiir formları reddedilir. Şairler, serbest ölçü ve yeni biçimler denemeye açıktır. Anlamı soyut ve kapalı bir şekilde sunarlar. Şiirlerinde sıkça mecazlar ve imgeler kullanarak okuyucunun yorum yapmasına olanak tanırlar. İkinci Yeni şiirleri yoğun imgelerle doludur. Şairler gerçekliği farklı açılardan yansıtarak görsel bir dünya yaratır. Sembolist bir dil kullanarak kelimelerin anlamını aşan çağrışımlar yaratmaya çalışırlar. Gündelik yaşamın unsurlarını şiirlerine entegre ederler. Ancak bu unsurlar farklı bir bağlamda ve derin anlamlar ile sunulur. Şiirlerinde ironi ve mizahi unsurlar bulunabilir. Bu, geleneksel şiir anlayışına eleştiri niteliği taşır.

İkinci Yeni, bazı şairlerin Garip akımına gösterdiği tepkiler sonucu doğmuştur aslında. Garip akımının basitlik, sıradanlık, sembollerden uzaklaşma, günlük konuşma dilini kullanma durumu İkinci Yeni’de görülmez. İkinci Yeni sanatçıları bunun yerine çağrışımlarla yüklü semboller kullanıp günlük konuşma dilinden uzaklaşmış ve anlaşılması güç bir şiir dili oluşturmuşlardır. Hatta bu amaçla yabancı dilden alıntılar yapmışlar, kelimelerin yapısını bozmuşlar, yeni kelime bile uydurmuşlardır. Bu durum İkinci Yeni şiirini okunması ve anlaşılması güç bir şiir hâline getirmiştir. Ayrıca bu şiir anlayışında genel olarak halk kültüründen kopma, ölçü ve kafiyeden tamamen uzaklaşma, bazen mensur şiir tarzında şiirler yazma, karışık cümle yapısı kullanma gibi özellikler de görülmektedir. İkinci Yeni şiir anlayışının gelişmesinde XX. yy.da ortaya çıkan sürrealizm ve dadaizm akımları etkili olmuştur.

Dadaizm: I. Dünya Savaşı yıllarında başlamış kültürel ve sanatsal bir akımdır. Dadaistler savaşın yıkıcı etkileri, toplumsal çalkantılar ve geleneksel sanat anlayışına karşı tepki olarak bu akımı oluşturdular. Mantığın ve kuralların reddedildiği, geleneksel sanat ve edebiyat normlarının sorgulandığı ve buna karşı alaycı bir tutumun benimsendiği bir harekettir. En önemli temsilcisi Tristan Tzara (Tristan Zara)dır.  Türk edebiyatında dadaizm tam bir akım olarak benimsenmemiştir. Belirgin bir şekilde dadaist eserler bulunmamaktadır ancak bu akımın ruhu ve bazı özellikleri bazı Türk yazarların ve şairlerin eserlerinde kısmen görülebilir.

Sürrealizm: Temelini, akılcılığı yadsıyan ve karşı-sanat için çalışan ilk dadaistlerin eserlerinden alır.  Avrupa’da birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişmiş bir akımdır. Sürrealizm, rasyonel mantığı reddeder. Bilinçaltının, rüyaların ve hayal gücünün önemi vurgulayan bir akımdır.

Akımlar ile ilgili detaylı bilgilere aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

Edebi Akımlar

İKİNCİ YENİ ŞAİRLERİ

CEMAL SÜREYA (1931-1990)

Cemal Süreya Türk edebiyatının önemli sanatçılarındandır. İkinci Yeni akımının öncülerinden kabul edilir. Geleneksel şiir anlayışını reddederek yeni bir anlatım tarzı geliştirmiştir. Şiirlerinde bireysel duygular ön plandadır. Aşk, sıkça işlediği bir temadır. Genellikle içsel bir yolculuğa çıkar ve şiirlerinde bunu okura da  derinlikle hissettirir.  ÜvercinkaGöçebeBeni Öp Sonra Doğur BeniUçurumda AçanSıcak NalGüz Bitiği  ve Sevda Sözleri  adlarındaki şiir kitaplarının yanı sıra deneme, eleştiri, günlük ve antoloji türlerinde de yazmıştır.

TURGUT UYAR (1927-1985)

Türk edebiyatının önemli şairlerinden biridir. İlk şiiri Yedigün dergisinde çıktı; daha sonra çeşitli dergilerde şiir, deneme ve eleştirileri yayımlandı. Şair, şiirlerinde günlük yaşamdan kesitler, kişisel duygular ve modern yaşamın karmaşasını sıkça işlemiştir. İlk şiirlerinde izlenimlerinden yola çıkarak Anadolu’daki insanın durumunu, yurt ve halk sevgisi temalarını hece ölçüsüyle ve uyaklı şiirlerle dile getirmiştir. Daha sonraki yıllarda İkinci Yeni anlayışını yansıtan simgeci bir anlatım kullanarak yoğun imgelerle bireyin toplumla ilişkisini ve yaşadığı çatışmaları işlemiştir. Özellikle ikinci yeninin etkisi ile soyut imgeler ve sürrealist ögelerle dolu bir dil kullanır. Şiirlerinde aşk, ölüm, doğa, zaman ve insanın içsel dünyası gibi temalar öne çıkar. Dili zengin ve çok katmanlıdır; okuru düşündüren bir anlatıma sahiptir. Yâd, Arz-ı Hal, Türkiyem, Dünyanın En Güzel Arabistanı, Tütünler Islak, Her Pazartesi, Divan, Toplandılar, Kayayı Delen İncir şiir türündeki eserleridir. Şiir üzerine yazılarını ise ”Bir Şiirden” adlı kitapta toplamıştır.

İLHAN BERK (1918-2008)

İkinci Yeni şiirinin öden gelen temsilcilerinden biridir. Şairliğin yanı sıra öğretmenlik ve çevirmenlik de yapmıştır. İlk şiirlerinde Nazım Hikmet’in etkileri görülse de sonraki şiirlerinde bu etki görülmemiştir. İlk şiirlerini 1930’lu yıllarda yayımlamış, kendine özgü bir üslup geliştirmiş, modern bir tavır sergilerken aynı zamanda toplumcu, eleştirel, çok sesli bir dil ve anlatım kullanmıştır. 1950’lerden sonra ise İkinci Yeni şiirinin önemli isimlerinden olmuştur. Bir dönem anlamın düzyazıya özgü olduğunu savunmuş; anlam ve anlamsızlık, şiirde konusuzluk, soyut dil çerçevesinde denemeler yazmıştır. Köroğlu, Galile Denizi, Mısırkalyoniğne, Çivi Yazısı adlı şiir kitaplarında tamamıyla İkinci Yeni şiirinin anlayışını aktarmıştır. Âşıkane, Şenlikname, Taşbaskısı, Galata, Pera şiir; Uzun Bir Adam otobiyografi; El Yazılarına Vuruyor Güneş günlük; Şairin Toprağı, Poetika deneme türündeki eserlerinden bazılarıdır.