Türkçülük akımının etkisi ile 1911-23 yılları arasında etkili olan bir edebi anlayıştır. Türk edebiyatında her ne kadar 1921-1923 tarihleri arasında etkili olsa da Cumhuriyet Dönemi’nden önce ortaya çıkan bu edebi anlayış Cumhuriyet kurulduktan sonra da etkisini sürdürmeye devam etmiştir. ”Memleket Edebiyatı” olarak da bilinir. Bu dönem sanatçıları ya da bu anlayışı benimseyen sanatçılar Türk kültürünü ve millî kimliği ön plana çıkaran eserler kaleme almışlardır. Millî Edebiyat; Türk kültürünü, tarihini, geleneklerini yüceltmeye çalışır. Şairler; halk edebiyatı ürünlerinden, halk şairlerinde ilham alırlar. Böylelikle halkın anlayabileceği bir dil kullanmışlardır. Şiirler, milli ölçümüz olan hece ölçüsü ile kaleme alınmıştır. Şiirlerde genellikle milli mücadele, özgürlük, sosyal adalet, bağımsızlık gibi konular işlenmiştir. Amaç, milli bilinci arttırmaktır. Lirik ve didaktik şiirler ön plandadır. Geleneksel şiir formları kullanılmıştır.

Millî Edebiyat anlayışını yansıtan şairler içerisinde Arif Nihat Asya ile birlikte Kemalettin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Zeki Ömer Defne, Ahmet Kutsi Tecer, Behçet Kemal Çağlar, Orhan Şaik Gökyay, Necmettin Halil Onan gibi sanatçılar yer almaktadır. Bu yazımızda 12 sınıf edebiyatında ön plana çıkan iki  isim hakkında daha detaylı bilgiler verebiliriz:

AHMET KUTSİ TECER (1901-1967)

Cumhuriyet Dönemi şair ve yazarlarındandır. Çeşitli illerde öğretmenlik yapmasının yanı sıra oyun yazarı ve siyasetçidir. Türk edebiyatının önemli isimlerindendir. Özellikle halk şiiri ve köy edebiyatı alanındaki çalışmaları ile tanınır. Bu alanlarda önemli eserler vermiştir. Edebi kişiliği, köy yaşamını ve halk kültürünü yücelten bir anlayış ile şekillenmiştir. Şiirlerinde halkın dilini kullanarak halkın duygu ve düşüncelerini yansıtmaya çalışmıştır. Anadolu’yu tanımaya, tanıtmaya; içinde bulunduğu imkânsızlığın yanında barındırdığı güzellikleri de anlatmaya çalışmıştır. Eserlerinde genellikle doğa betimlemeleri, halkın yaşam tarzı ve geleneksel değerler ön plandadır. 1931’de düzenlediği Âşıklar Bayramı’yla başta Âşık Veysel olmak üzere birçok halk şairinin tanınmasını sağlamıştır.

İlk şiirleri 1921-1922’de Dergah Mecmuası’nda yayımlanmıştır. İlk eseri ise 1932 yılında bastırdığı Şiirler kitabıdır. Sadece 250 tane yani sınırlı sayıda basıldığı için kütüphanelerde mevcut değildir. Daha sonraki şiirleri Varlık, Nerdesin, Oluş, Yücel, Ülkü, Türk Düşüncesi, Şadırvan, Türk Dili gibi dergilerde çıkmıştır. 1933-1936 yılları arası şiir bakımından en verimli olduğu dönemdir. 2002 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Tecer’in ”Bütün Şiirler”i yayınlanmıştır. Ahmet Kutsi, şiirlerini hece ölçüsünde ve yalın bir dille yazmış. Aşk, doğa, ölüm, özlem gibi konuları işlemiştir. En çok bilinen “Orada Bir Köy Var Uzakta” adlı şiirini babasının memleketi için yazmıştır.

ARİF NİHAT ASYA (1904-1975)

Arif Nihat Asya; şair, öğretmen ve siyasetçidir. Cumhuriyet Dönemi şiirinin önemli temsilcilerindendir.  Hem halk edebiyatı hem de divan edebiyatından beslenen önemli bir şairdir. Özellikle Anadolu insanını ve milli duyguları yücelten şiirleri ile tanınır. Şiirlerinde genellikle milli değerler, Anadolu insanının yaşamı ve Türk kültürü öne çıkar. ”Bayrak Şairi” olarak bilinir. 1940’lı yıllarda kaleme aldığı ”Bayrak” şiiri en bilinen şiirlerindendir. Bu şiirinde bayrak, vatan sevgisi ve özgürlük temaları üzerinde yoğunlaşmıştır. Şiirlerinde genellikle sade bir dil kullanmıştır. Şiiri üzerinde Yahya Kemal’in etkisi bulunmaktadır.

Şiirleri: Heykeltıraş, Yastığımın Rüyası, Ayetler, Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Kubbe-i Hadrâ , Kökler ve Dallar, Emzikler, Dualar ve Aminler, Aynalarda Kalan, Bütün Eserleri, Rubaiyyat-ı Ârif , Kıbrıs Rubaileri, Nisan, Kova Burcu, Avrupa’dan Rubailer, Şiirler, Bütün Eserleri, Bayrak, Çocuk ve Ağaç, Bayrak Şiiri.

BAYRAK

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!