MÜLAKAT

Mülakat (görüşme); sanat, bilim, siyaset, spor vb. alanlarda ünlü kişileri tanıtmak veya onların bir konuda düşüncelerini öğrenmek amacıyla yapılan, karşılıklı konuşmaların yazıya geçirilmesiyle oluşan, öğretici metin türüdür.

Edebiyat bağlamında, bir yazarın, şairin, sanatçının veya edebi eserin yaratıcısının, genellikle bir başka kişi tarafından belirli bir konu veya eser hakkında sorularla röportaj yapıldığı bir tür söyleşi olarak kabul edilir. Edebiyat mülakatları, gazetelerde, dergilerde, kitapçılarda, web sitelerinde veya televizyon programlarında yayımlanabilir. Bu mülakatlarda genellikle yazarın kişisel yaşamı, yazma süreci, eserlerin temaları ve içeriği, edebi görüşleri, ilham kaynakları ve gelecekteki projeleri gibi konular hakkında sorular sorulur. Edebiyat mülakatları, okuyuculara yazarın düşünce ve duygularını daha derinlemesine anlama fırsatı sunar. Aynı zamanda yazarların eserlerini ve yazma süreçlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bu tür mülakatlar, edebi eserlerin yaratım sürecini, yazarın hayatını ve edebiyat dünyasındaki yerini aydınlatmak için önemli bir kaynak olarak kabul edilir.

Bir mülakatın etkili ve başarılı olabilmesi için birkaç önemli noktaya dikkat edilmelidir:

  1. Hazırlık Yapılmalıdır: Mülakat öncesinde, konu veya kişi hakkında detaylı bir araştırma yapılmalıdır. Mülakatın yapılacağı konu veya kişi hakkında bilgi sahibi olmak, daha nitelikli ve odaklanmış sorular sormayı sağlar.
  2. Amaç Belirlenmelidir: Mülakatın amacı net bir şekilde belirlenmelidir. Hangi konuların ve soruların üzerinde durulacağı önceden planlanmalıdır.
  3. İletişim Kurulmalıdır: Mülakat sırasında, mülakatı yapan kişi ile mülakat yapılan kişi arasında etkili bir iletişim kurulmalıdır. Karşılıklı anlayış ve saygı çerçevesinde, açık ve samimi bir iletişim ortamı sağlanmalıdır.
  4. Güvenilir Ortam Sağlanmalıdır: Mülakatın yapılacağı ortamın güvenilir ve rahatlatıcı olması önemlidir. Mülakata katılan kişilerin kendilerini rahat hissetmeleri ve açıkça konuşabilmeleri için uygun bir ortam sağlanmalıdır.
  5. Soru Hazırlığı Yapılmalıdır: Mülakat için önceden belirlenmiş bir soru listesi hazırlanmalıdır. Bu sorular, mülakatın amacına ve yapılacak konuya uygun olmalıdır. Ayrıca, esneklik göstererek, mülakat sırasında ortaya çıkan ilginç konuları da içerecek şekilde soruların düzenlenmesi önemlidir.
  6. Dinleme Becerisi Geliştirilmelidir: Mülakat sırasında, mülakatı yapan kişi, mülakatı yapılan kişinin söylediklerini dikkatle dinlemelidir. Empati kurarak, mülakata katılan kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışmak önemlidir.
  7. Düzgün ve Saygılı Davranılmalıdır: Mülakat sırasında, her iki taraf da karşılıklı olarak saygılı ve düzgün bir davranış sergilemelidir. Kaba veya saldırgan bir tutumdan kaçınılmalıdır.
  8. Esneklik Gösterilmelidir: Mülakat sırasında, beklenmedik durumlarla karşılaşılabilir. Bu durumlarda esneklik göstermek ve gerektiğinde planı değiştirmek önemlidir.
  9. Not Alınmalıdır: Mülakat sırasında önemli bilgilerin not alınması, daha sonra mülakatın detaylı bir şekilde değerlendirilmesine ve gerekirse düzeltilmesine yardımcı olur.

 

Cumhuriyet Öncesinde Mülakat

Cumhuriyet öncesi dönemde Türk edebiyatında bugünkü anlamıyla mülakatın gelişimi sınırlıdır. Cumhuriyet Dönemi’nden önce Türk edebiyatında mülakat türünde az sayıda ürün verilmiştir.
Tanzimat Dönemi’nde Ziya Paşa, Rüya adlı eserinde mülakat tekniğini kullanmıştır. Gerçek anlamda bir mülakat olmayan bu eserde yazar, anlattıklarını gördüğü bir rüya biçiminde kurgulamıştır. Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar ki adlı eseriyle Türk edebiyatında mülakat türünün ilk yetkin örneğini vermiştir. Ünaydın’ın Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat adlı eseri de türün diğer önemli bir örneğidir. Bu eser, Mustafa Kemal’i kamuoyuna tanıtan ilk eser olması bakımından da önemlidir. Ancak, bu dönemde günümüzdeki mülakatlar gibi yapılandırılmış ve belirli bir formatı olan sözlü söyleşilerin yaygın olmadığı unutulmamalıdır. Edebiyatçıların düşünceleri ve eserleri hakkında bilgi edinmek için genellikle yazılı metinlere başvurulurdu.

Cumhuriyet Dönemi’nde Mülakat

Cumhuriyet döneminde Türk edebiyatında mülakatın gelişimi, özellikle gazete ve dergilerin yaygınlaşmasıyla ve medyanın etkisinin artmasıyla birlikte daha belirgin hale gelmiştir. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında mülakatlar edebiyat dünyasında daha sık görülmeye başlamıştır. Bu dönemde mülakatlar, edebiyat dünyasındaki yeni akımların, yazarların ve eserlerin tanıtılması, yazarların düşüncelerinin ve yazma süreçlerinin paylaşılması, edebiyat eleştirisi yapılması gibi amaçlarla kullanılmıştır.

Cumhuriyet döneminde Türk edebiyatında mülakatın gelişimini etkileyen bazı önemli faktörler şunlardır:

Medyanın Gelişimi: Cumhuriyet döneminde gazetelerin ve dergilerin yaygınlaşmasıyla birlikte, mülakatlar daha geniş kitlelere ulaşmaya başlamıştır. Yazarlar, sanatçılar ve kültür figürleri gazetelerde ve dergilerde yapılan mülakatlar aracılığıyla kendilerini ifade etme fırsatı bulmuşlardır.

Edebiyat Dergileri ve Kültür Programları: Cumhuriyet döneminde yayımlanan edebiyat dergileri, yazarlar arasındaki iletişimi ve mülakatları teşvik etmiştir. Ayrıca, televizyon ve radyodaki kültür programları da yazarlarla yapılan mülakatlara olan ilgiyi artırmıştır.

Edebiyat Festival ve Etkinlikler: Cumhuriyet döneminde düzenlenen edebiyat festivalleri, panel ve söyleşiler de mülakatların gelişimine katkıda bulunmuştur. Bu tür etkinliklerde yazarlarla yapılan mülakatlar, edebiyatseverlerin yazarlarla doğrudan iletişim kurmasını sağlamıştır.

Yazarın Rolünün Değişimi: Cumhuriyet döneminde yazarlar, sadece eserlerini yazan kişiler olarak değil, aynı zamanda toplumsal konularda fikir sahibi ve sözcü olan kişiler olarak da kabul edilmeye başlamıştır. Bu durum, yazarların mülakatlar aracılığıyla düşüncelerini ve görüşlerini daha geniş kitlelere aktarma isteğini artırmıştır.

Bu faktörlerin etkisiyle, Cumhuriyet döneminde Türk edebiyatında mülakatlar, edebiyat dünyasının önemli bir parçası haline gelmiş ve edebiyatseverler için yazarları daha yakından tanıma fırsatı sunmuştur.

Cumhuriyet Dönemi’nde Hikmet Feridun Es’in (1909-1992) Bugün de Diyorlar ki, Mustafa Baydar’ın (1920-2016) Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar, Gavsi Ozansoy’un (1917-1970) 40 Yıl Sonra Diyorlar ki, Yaşar Nabi Nayır’ın Edebiyatçılarımız Konuşuyor, Sermet Sami Uysal’ın (1925-2016) Yahya Kemal’le Sohbetler, Nurullah Berk’in (1906-1982) Ustalarla Konuşmalar, Abdi İpekçi’nin (1929-1979) Liderler Diyor ki adlı eserleri mülakat türünün tanınmış örneklerindendir.

RÖPORTAJ

Röportaj; bir gerçeği, sorunu, olayı ya da durumu ortaya koymak; açığa çıkarmak amacıyla oluşturulan öğretici gazete ve dergi yazısıdır. Bu tür yazılar araştırmaya, incelemeye, soruşturmaya, gezip görmeye ve somut olgulara dayanır. Röportajda yazar, olayı yerinde görerek, farklı kişilerle konuşup soruşturarak yazar. Gerektiğinde yetkililerle görüşerek bilgi ve belge toplar, yazısını fotoğraflarla destekleyebilir. Olaylara tanıklık ederek gerçeklere ışık tutar. Okuyucuyu gerçekle yüzleştirerek aydınlatmaya çalışır. Olayları aktarırken ayrıntılara girer, söz konusu olaylar hakkında kendi düşünce ve yorumlarını da ortaya koyar, değerlendirmelerde bulunur.

Röportajlar, yazılı, sesli veya görsel medya aracılığıyla yayımlanabilir. Özellikle gazete, dergi, televizyon, radyo ve internet gibi medya platformları röportajlara sıkça yer verir. Röportajlar, röportaj yapan kişinin doğru ve tarafsız bir şekilde bilgi almasını ve röportajı yapan kişiyle röportaj yapılan kişi arasında etkili bir iletişim kurulmasını sağlayacak şekilde hazırlanmalıdır.

Röportajlar genellikle bir konunun veya bir kişinin derinlemesine incelenmesini ve tanıtılmasını sağlar. Ayrıca, farklı görüşlerin ortaya konulması, toplumsal konuların tartışılması ve önemli kişilerin düşüncelerinin paylaşılması için de önemli bir araç olarak kabul edilir.

Cumhuriyet Dönemi’nde Röportaj

XIX. yüzyılda Amerika’da ortaya çıkan röportaj türü, Türkiye’de gerçek anlamda 1950’li yıllarda
gelişmeye başlamıştır. Cumhuriyet döneminde Türk edebiyatında röportajın önemi ve kullanımı giderek artmıştır da diyebiliriz. Özellikle gazetecilik alanında röportajlar sıkça yapılmış ve yayımlanmıştır. Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde gazetelerin ve dergilerin sayısının artması, röportajların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır. Ayrıca, Türkiye’de radyo ve televizyonun yaygınlaşmasıyla birlikte, radyo programları ve televizyon programları aracılığıyla da röportajlar yapılmıştır.

Cumhuriyet döneminde yapılan röportajlar genellikle edebiyatçılar, sanatçılar, siyasetçiler, bilim insanları ve toplumun çeşitli kesimlerinden önemli kişilerle yapılmıştır. Bu röportajlarda, söz konusu kişilerin düşünceleri, yaşamları, kariyerleri, eserleri veya toplumsal konular hakkında bilgi alınmıştır.

Bazı önemli Cumhuriyet dönemi Türk yazarları ve düşünürleri, kendi yaşamları ve görüşleri hakkında röportajlar vermişlerdir. Bu röportajlar, yazarların edebi kişiliklerini ve düşünsel derinliklerini daha yakından tanımamızı sağlamıştır. Ayrıca, toplumun önemli sorunları ve gündem konuları hakkında yapılan röportajlar da Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında ve gazeteciliğinde önemli bir yer tutar.

Cumhuriyet Dönemi’nde Yaşar Kemal’in Çukurova Yana Yana, Bir Bulut Kaynıyor, Peri Bacaları, Bu Diyar Baştan Başa; Fikret Otyam’ın (1926-2015) Ha Bu Diyar, Topraksızlar; Tahir Kutsi Makal’ın (1937-1999) İç Göç, Acı Yol; Halil Aytekin’in (1934-1992) Doğuda Kıtlık Vardı; Necmi Onur’un (1925-1992) Mezarlarında Yaşayanlar; Celalettin Çetin’in (1928-2006) Büyük Göç adlı eserleri röportaj türünün tanınmış örneklerindendir.

Mülakat ve Röportajın Farkları

  • Mülakatın alanı görüşülen kişiyle sınırlıyken röportajda her çeşit konu ve olay ayrıntılı bir biçimde irdelenir; anlatılanlar fotoğraflarla, belgelerle desteklenir ve zenginleştirilir.
  • Mülakat esas olarak mülakat yapılan kişiye sorular sorularak gerçekleştirilir. Röportajda ise muhataplara soru sormayla beraber bir olayı öyküleme, izlenim ve betimlemelere yer verme de söz konusudur.
  • Mülakat metinlerinde sadece soru-cevap yöntemi kullanılırken röportaj metninde yazar; kişi, yer, zaman ve olay ögelerini kullanarak öyküleme yapar; aynı zamanda betimlemelere yer verir.
  • Mülakatta bir kişiyi sorulara verdiği cevaplarla tanıtmak amaçlanır. Röportajda ise bir olayı sorgulamak, bir gerçeği ortaya koymak suretiyle kamuoyunu aydınlatmak amaçlanır.