Roman, içeriğinin yanı sıra biçimsel özellikleriyle de var olur. Ne sadece içeriktir, ne de biçimdir roman. İçeriği kadar biçimsel özellikleri de önemlidir. Sonuç olarak aslında yazarın ana malzemesi dildir ve yazar ne yaparsa dil ile yapar. Bu da bize biçimsel özelliklerin de  içerik kadar önemli olduğunu göstermektedir. Konu ne kadar iyi olursa olsun başarılı bir anlatıma sahip olmazsa okura da ulaşamaz. Dili roman ile okur arasında bir köprü görevi görmektedir adeta.

ANLATICI VE BAKIŞ AÇISI

Yazar kurgusunu anlatırken kimi zaman kendisini gizler kimi zamansa varlığını hissettirir. Yazarın iki anlatıcı şansı vardır. Birinci kişili anlatımda yazar, olayları kahramanın ağzından anlatır yani olayları yaşayan kişinin ağzından. Üçüncü kişili anlatımda ise yazar olayı izleyen kişiymiş gibi üçüncü kişi ağzından anlatır. Anlatıcının olaylara bakışına göre ise bakış açıları ortaya çıkmaktadır. Yazar ya ben diliyle (birinci kişili anlatım) ya da o diliyle (üçüncü kişili anlatım) konuşur. Anlatıcı, bakış açısını büyük oranda etkiler. Üç bakış açısı bulunur:

1)Kahraman Bakış Açısı: Aslında birinci kişili anlatımın aynısıdır. Olaylar, olayı yaşayan kahramanın dilinden anlatılır. Anlatıcı, olayı yaşayan kişidir. Sadece yaşadıklarını anlatabilir.

2)Gözlemci Bakış Açısı: Üçüncü kişili anlatımın aynısıdır. Anlatıcı, olaylara ve kişilere uzaktan bakan bir gözlemci gibidir. Sadece gördüklerini anlatabilir. Yine aynı cümleyi örnek verebiliriz:

3)İlahi(Tanrısal/Hakim) Bakış Açısı: Bu bakış açısıyla yazılan metinlerde anlatıcı her şeyi bilir. Gördüklerinin yanı sıra göremediklerini de aktarır. Her şeye hakimdir; hikâye kahramanlarının dile getirmediklerini, aklından geçenleri, duygularını da okura aktarır. anlatıcı âdeta Tanrısal bir konumdadır.

 

ROMANDA KULLANILAN TEKNİKLER

1)SAHNELEME 

Romanda anlatılanların ortaya nasıl konulduğu ile ilgili bir terimdir. Yazar anlatacaklarını farklı tekniklerle ortaya koyabilir. Sahneleme teknikleri diyalog, tasvir (betimleme) ve ayrıntılı eylemi kapsar.

Diyalog: Anlatıcıyı devre dışı bırakan bir yöntemdir. Olaylar kahramanların karşılıklı konuşması ile okura sunulur. Dolayısıyla okur doğrudan içerikle karşılaşır.

Tasvir: Olayı yaşayan kahramanlar ve olayın yaşandığı iç veya dış mekan tasvir yani betimleme sayesinde somutlaştırılır. Kahramanlar veya mekanlar tasvir edilirken özellikleri ayrıntılı bir biçimde okuyucuya aktarılır. Tasvir kelimelerle resim çizme sanatıdır. Amaç anlatılanı okurun gözünde canlandırmaktır.

Ayrıntılı Eylem: Bir kahramanın bir iki dakikalık hareketlerinin uzun bir şekilde anlatılmasıdır. Bu hareketler bir tiyatro oyuncusunun sahnede rolünü canlandırmasına benzer ve tüm ayrıntıları ile anlatılır. Yani aslında daha kısa süren hareketlerin iyiden iyiye uzunca anlatılmasıdır.

2)ÖZETLEME

Romanda anlatıcı; olayları, kişileri veya diğer unsurları özetleyerek anlatır. Bunu da iki şekilde yapabilir: zaman atlaması veya olay genellemesi.

Zaman Atlaması: Bilindiği gibi roman olay örgüsüne sahip olduğu için uzun bir metin türüdür ve olay örgüsünde uzun süre bir değişiklik olmadığında yazar zaman atlaması yöntemine başvurur. Yazar isterse bunu belirgin isterse de silik bir şekilde yapabilir. Birçok romanda bu teknik ile karşılaşırız. Örneğin: 

”Bir ay sonra annesi aradı.”

”Olayın üzerinden iki gün geçmişti ki bir anda kapısı çaldı.”

Olay Genellemesi: Zaman atlamasına benzer çünkü olayın yaşandığı anlatıldığı zamanda bir genişleme görülür. Ancak olay genellemesini bundan ayırt eden çok önemli bir özelliği vardır o da atlamadan ziyade ”yayılma” şeklinde olmasıdır. Örneğin: 

(…) Saat doğruysa on dakika içinde gelmiş olacaktı. Yine erken geleceğini düşünüyordur. On beş gündür üç kere bu yerde buluşmuşlardı. Hep vaktinden önce gelmişti. Sabahları onu küçük bir pastanede bekliyor, gelip camın önünde durduğunda kalkıyor, beş yıl önce, her gün yürüdükleri okul yolundan Karaköy’e çıkıyorlardı. (…)

Bu parçada yazar eylemlerini zamana yayarak anlatmıştır.

3)ANLATMA

Bu yöntemin özelliği anlatıcı ve bakış açısı ile oluşmasıdır. Gözlemci ya da ilahi bakış açısında olduğu gibi romanın içinde kahraman olarak yer almayan ancak romanda yaşanan her türlü olayı gözlemliyor gibi görünen ya da bu izlenimi uyandıran anlatıcı çağdaş roman anlayışı ile kaleme alınmış romanlarda sık sık kendini göstermektedir. Anlatma yöntemi çok sık kullanılan bir yöntemdir. Özellikle hakim(ilahi) bakış açısıyla anlatıcı pek çok tekniği bu yöntemle birlikte uygulayabilir. Kişi tanıtımı, olay anlatımı, bütüncül geriye dönüş ve iç çözümleme olmak üzere dört adet anlatma tekniği bulunmaktadır.

Kişi Tanıtımı: Roman kahramanının tanıtıldığı, anlatıldığı bölümdür. Genelde romanın ilk bölümünde anlatıcı kahramanı veya kahramanları bilgilendirici bir tutum içerisinde tanıtır. Bu gibi durumlarda okur bu kişi tanıtımından sonra kahramana karşı nasıl bir tavır sergilemesi gerektiği konusunda aslında yazar tarafından bilgilendirilmiş olur. Ancak yazar isterse kişi tanıtımını romanın geneline yayarak da yapabilir. Tamamen romanın kurgusu ile ilgili bir durum ve seçenektir.

Olay Anlatımı: Her romanda bir olay örgüsü bulunmak zorundadır. Yazar da olayları anlatmakla yükümlüdür. anlatma yöntemi olan olay anlatımı ile ayrıntılı eylemi karıştırmamalıyız. Ayrıntılı eylem bir kahramanın bir iki dakikalık kısa hareketlerinin uzun bir şekilde anlatılmasıdır. Olay anlatımı normal bir şekilde genel olarak olayın anlatılmasıdır. Örneğin:

(…) Kapıdan çıktı, komşusuna selam verip yola koyuldu. Otobüsü kaçırmamak için hızlıca durağa gitti. (…)

Bütüncül Geriye Dönüş: Romanda zaman genelde ileriye doğru akar. Çizgisel bir zaman yani kronolojik bir zaman söz konusu olur genellikle. Ancak anlatıcı bazen geriye döner. Bunu geniş bir zaman aralığında yaptığında bütüncül geriye dönüş tekniği kullanılmış olur. Örneğin kahramanların kahvaltı sofrasında oturdukları anı anlatırken ilk bölümlerde masadaki yardımcı kahramanları tanıtır. Sonraki bir bölümde ana kahramanı tanıtmak için onun çocukluğundan itibaren anlatır. Burada kesin bir bütüncül geriye dönüş söz konusu olur. Akan zamandan koparak geriye dönmüş olur yazar. Ana kahramanı tanıtması bittiğinde ise sonraki bölümde, kahvaltı masasından, olduğu yerden devam eder roman.

İç Çözümleme: Romandaki kahramanları tüm gerçekliğiyle vermek amacı ile ortaya çıkmış psikolojik tahlil tekniğidir. Kahramanın iç dünyasının anlatılmasına iç çözümleme denir. Hakim bakış açısı kullanıldığında iç çözümleme ile roman kahramanının duygu ve düşünceleri okura yansıtılır. Örneğin:

(…) Ahmet Bey de Aliye Hanım da hâlâ bu durumu kavrayamıyor, anlamlandıramıyorlardı. Kendi kendine düşünüyordu Ahmet Bey ”Neden oluyor bütün bunlar? Başka bir şey mi istediği?”

4)GÖSTERME

Romandaki kahramanların iç dünyasını doğrudan vermek için gösterme teknikleri kullanılır. bu yöntemde anlatıcı tamamen ortadan kalkar. Kahramanın iç dünyası kahramanın kendi ağzından dökülür. Başka bir deyişle yazar, okur ile roman kahramanları arasından çekilir. İç monolog, bilinç akışı, kısmi geriye dönüş romanlarda kullanılan gösterme teknikleridir.

İç Konuşma (İç Monolog): Bu teknik bir önceki başlığımız olan anlatma tekniklerinden iç çözümlemeye çok benzer ancak iç çözümlemenin fazlalıklarından arındırılmış halidir diyebiliriz. Şöyle ki İç çözümlemede ilahi anlatıcı mevcuttur. Kahramanın içim çözümlemesini yaparken ”Şöyle düşündü, içinden şunu geçirdi.” tarzında cümleler vardır. Ancak gösterme tekniklerinde anlatıcı bulunmaz. Bu nedenle iç monolog dediğimiz gösterme tekniğinde roman kahramanı düşüncelerini doğrudan, anlatıcı olmadan verir. Örneğin:

(…)Yüzü yanıyordu. Elini yanağına götürdü. Başındaki ağırlık artmıştı. Annem gibi benim de bir yerime inecek bir gün. Ben dayanamam. Bu ya kızıma bir şey olursa. Babasını da affedemem. Sekiz sene hem analık hem babalık ettim ben. (…)

Görüldüğü üzere bu teknikte karakterin kendi kendine konuşmalarına yer verilir.

Bilinç Akışı: Kahramanların düzensiz düşüncelerini yansıtmayı sağlayan tekniktir. İç konuşma ile karıştırılmamalıdır. Çünkü iç konuşmada düşünceler düzenlidir, dil bilgisi kurallarına uyulur, belli bir düzen vardır. Ancak bilinç akışında düşünceler düzensizdir. İnsan zihninde düşünceler çoğu zaman dağınıktır. Bilinç akışı tekniği de bu art arda sıralanmış dağınık düşünceleri yansıtır. Örneğin:

(…) Kitap dediniz de aklıma geldi: Annem yemeğe bekler beni. Müsaadenizle. Akşam nasıl erken uyuyacağım. Geçen günkü kitabı okumuş muydum ben? Bütün sorumluluk sen de. Bugün benden kimseye hayır gelmez. Yataktan kalktı ve perdeyi açtı. (…)

Kısmi Geriye Dönüş (Flashback): Hayatımızda bazen kısa süreliğine geçmişte yaşadığımız anları hatırlarız. Kısmi geriye dönüş de bununla ilgilidir. Bütüncül geriye dönüş tekniğinde bir yayılma varken kısmi geriye dönüş tekniğinde sadece ufak bir an hatırlanır. Örneğin:

(…) Begüm okula ilk kez görüyormuşçasına baktı. Bir iki saniye düşündü. Elif ile eskiden hep bu okulun önünde buluşurlardı. Buradan kütüphaneye gidip ders çalışırlardı. Uzun yıllarca buluşma yeriydi bu okulun önü aslında. Hatırladı. Bugün ise minik öğrencileri ile tanışacağı ilk yer olacaktı. (…)

 

Romanın genel özellikleri, tarihsel gelişimi ve yapısal unsurları için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz 

ROMAN ÜNİTESİ İLK BÖLÜM