Absürt Tiyatro: Tiyatro ile ilgili bütün kalıplara karşı çıkan, ele alınan olayın ne olursa olsun alaya alındığı uyumsuz tiyatroya verilen ad.

Adapte: Yabancı bir eseri gelenek ve görenekleriyle yerli hayata uyarlayarak çevirme.

Adaptasyon: Uyarlama.

Aktör Erkek tiyatro sanatçısı.

Aktris: Kadın tiyatro sanatçısı.

Antik Tiyatro: Yunan tiyatrosu veya Yunan draması da denir. MÖ 550 ile MÖ 220 arasında antik Yunanistan’da gelişen bir tiyatro geleneği.

Bale: Müzik ve danstan oluşan, sözün yer almadığı oyun.

Darülbedayi: 1914’te kurulan İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun eski adı.

Dekor: Bir tiyatro oyunu sırasında sahnede kullanılan ve oyunu tamamlayan aksesuarların tümü.

Diyalog: İki kişi arasındaki karşılıklı konuşma.

Doğaçlama: Oyuncuların konuya bağlı olup, metne bağlı kalmaması, içinden geldiği gibi konuşması.

Dublör: Yedek oyuncu.

Entrik Unsur: Yazılan eserin, okuyucuda merak uyandıracak şekilde olması.

Epizot: Asıl olaya karışan ikinci derecede önemli olay. Günümüzde perdenin karşılığıdır.

Fars: Sanat yönü zayıf, basit, hareketli komedi.

Feeri: Masalların sahnede dramatize edilmesiyle ortaya çıkan kahramanları cin, peri vb. olağanüstü varlıklardan oluşan tiyatro türü.

Jest: Sanatçıların oyundaki el, kol, beden hareketlerine verilen ad.

Kabare: Daha çok güncel konuların iğneleyici bir dil ile ele alındığı küçük tiyatro.

Koro: Eski Yunan tiyatrosundaki şarkıcılar topluluğu.

Kostüm: Sanatçıların giydiği oyuna uygun kıyafet.

Kulis: Sahne arkasında bulunan ve oyuncuların hazırlandığı bölüm.

Maket: Tiyatroda dekor taslağına verilen ad.

Melodram: 19. yüzyılın sonlarında dramın yozlaşması ile ortaya çıkan, gerilimi yüksek olayların müzik eşliğinde sahnede canlandırılması ile oluşan oyun.

Mimik: Yüz hareketleri.

Mizansen: Yönetmenin, bir oyunu anlamlı ve uyumlu bir biçimde sahneye koyma çalışmalarının tümü.

Monolog: Bir oyunda, kişilerden birinin sahnede yalnız kaldığında kendi kendine yaptığı, duygularını, niyetlerini açığa vuran konuşma.

Muhavere: Konuşma. (Kahramanların konuşmaları)

Opera: Sözlerinin tamamının veya çoğunun şarkılar ile söylendiği müzikli tiyatro eseri.

Operet: Eğlenceli ve içinde bestesiz konuşmaların yer yer de şarkıların bulunduğu sahne eseri.

Pandomim: Sadece jest ve mimiklerle oynanan sözsüz tiyatro.

Perde: Bir tiyatro eserinde perdenin açılmasından kapanmasına kadar geçen bölüme verilen ad.

Piyes: Oyun.

Reji: Sahneleme ve yönetme işi.

Rejisör: Eserin sahnelenmeden ve sahnelenirken her anında eseri yöneten kişi.

Repertuvar: Tiyatro topluluklarının bir oyun mevsiminde sahneleyecekleri eserlerin listesi.

Revü: Konu bakımından sıkı bir bütünlüğü olmayan, kendi başlarına anlamları olan tablolardan kurulu, ezgi, monolog, dans ve nükteli konuşmalardan oluşan, bazen eleştiren bazen de güldüren gösteri biçimi. tiyatro eserlerinden önce oynanabilen müzikli ve danslı sahne gösterisidir.

Sahne: Tiyatro yapısında, oyuncuların üzerinde rol yapmaları için özel olarak yapılmış, izleyicilerin oyuncuları kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksekliği olan yer.

Senaryo: Tiyatroda yazılı metin.

Suflör: Sahnenin görünmeyen bir yerinden, sahnedeki oyunculara, rollerinde unuttukları sözcükleri ya da cümle başlarını, cümlelerini fısıldayarak hatırlatan görevli.

Tablo: Aynı perde içinde yapılan dekor değişiklikleri tablo olarak adlandırılır. Perdeden daha küçük bölümlerin her biri.

Temaşa: Tiyatro.

Temsil: Bir tiyatro eserinin oynanması.

Tirat: Sahnede kişilerin birbirine söyledikleri uzun sözler.

Trajik: Korku, acı, sıkıntı ile neticelenen.

Trajikomik: Hem acı hem de gülünç olayların anlatıldığı tiyatro.

Tuluat: Bir metne dayanmayan ve doğaçlama olarak oynanan bir sahne sanatı.

Vodvil: Hareketli ve eğlenceli konulara dayanan hafif güldürü.