Divan-ı Lügâti’t-Türk

Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Yazar 1072-1077 yılları arasında kaleme aldığı bu eseri Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazmıştır. Eseri Halife Muktedî Biemrillah’a sunmuştur.

  • ‘’Türk dilleri sözlüğü’’ anlamına gelir.
  • Türkçenin ilk sözlüğüdür.
  • Eserde 7500 Türkçe sözcük vardır. Yazar bu sözcüklerin anlamını Arapça olarak vermiştir.
  • Kavramlarla ilgili tarihi bilgi verdiği için ansiklopedik sözlük özelliği taşır. Bu nedenle Türk edebiyatının ilk ansiklopedisi kabul edilir.
  • Sözlü dönem edebi ürünlerinden (sav, sagu, koşuk, destan) bahseden ilk edebi üründür. Bu sebeple Türk dili açısından önemli bir kaynaktır. Türk edebiyatının ilk antolojisidir.
  • Dönemin sözcükleri ve dil bilgisi kurallarını verdiği için ilk dil bilgisi kitabı olarak kabul edilir.
  • Kaşgarlı Mahmut, kelimelerin kökenini araştırdığı için aynı zamanda bir etimologdur.
  • Divanü Lügati’t Türk, Türk boylarını gösteren bir harita da içerir. Kaşgarlı Mahmut; Türk, Türkmen, Yağma, Çiğil, Kırgız gibi boyları gezen bir gezgindir.
  • Bütün Türk illerini ve dillerini kapsayan, bin yıl öncesinin Türk toplulukları hakkında önemli bilgiler içeren kaynak eserdir.
  • Türk yazı dillerinin, lehçelerinin ve ağızlarının dil özelliklerini belirleyen, dokuz bin civarındaki söz varlığını derleyerek bir araya getiren Kâşgarlı Mahmud Arapça kökenli divan sözünü ‘sözlük’ anlamında kullanmıştır. Arapça kökenli luġât ise ‘sözcük, kelime, söz; sözlük’ anlamlarının yanı sıra ‘dil, her kavmin konuştuğu dil’ anlamını taşımaktadır. Kaşgarlı Mahmud bu sözün teklik biçimini değil de çokluk biçimi olan lugât sözünü ‘her Türk topluluğunun konuştuğu dil’ anlamında olmak üzere eserine ad yapmıştır.

Mukaddimetü’l-Edeb

Divan-ı Lügati’t Türk’ten yaklaşık altmış yıl sonra Harezm bölgesinde Arapça öğretmek amacıyla oluşturulmuş, Arapça kelime ve kısa cümlelerden oluşan pratik bir sözlüktür. Ünlü tefsir ve lügat âlimi Mahmûd bin ‘Ömer ez-Zemahşerî tarafından yazılmıştır.

Codex Cumanicus (Kodeks Kumanikus)

Karadeniz’in kuzeyinde yaşamış olan Kuman (Kıpçak) Türklerininin söz varlığı ve sözlü edebiyat ürünleri ile ilgili derlemelerden oluşan Codex Cumanicus’un XIII. yüzyıl sonlarında hazırlandığı
sanılmaktadır. Kumanların dil malzemesinin Latin harfleriyle ortaya konulduğu eserin ilk bölümü Kuman Türkçesinin söz varlığı ile birlikte dil bilgisi kurallarından oluşmaktadır. İtalyanlar tarafından hazırlanmış olabileceğinden ‘İtalyan bölümü’ diye adlandırılan eserin bu bölümünde Latince sözcüklerin Farsça ve Kıpçakça karşılıkları verilmiştir. Günümüzdeki hâlini alması 14. yüzyıl başlarından 14. yüzyıl ortalarına kadar yaklaşık 60 yıl zaman almıştır.

♦♦♦18. yüzyıldan itibaren Türkçeden Türkçeye sözlükler yazılmaya başlamıştır.

Mehmed Esad Efendi’nin Lehcetü’l-lügat (XVIII. yüzyıl), James W. Redhouse’un Müntahabat-ı Türkiyye (1842) ve Müntahabat-ı lügat-ı Osmaniyye (1852), Ahmed Vefik Paşa’nın Lehce-i Osmani (1876) ve Şemseddin Sami’nin Kamus-ı Türki (1900) adlı sözlükler Türkçeden Türkçeye sözlüklerdir.

Ahmed Vefik Paşa’nın Lehce-i Osmani (1876)  adlı sözlüğü ile Şemseddin Sami’nin Kamus-ı Türki (1900) adlı sözlüğü Türk sözlükçülüğünün en önemli ürünlerindendir.

Lehçe-i Osmani

Ahmet Vefik Paşa tarafından kaleme alınan Lehce-i Osmânî, Türkçe kelimelere yer vermesiyle kendinden sonra bu şekilde hazırlanacak olan sözlüklerin öncüsü olma özelliğine sahip bir sözlüktür. Eser, “Arapça Farsça Olmayan Kelimeler”, “Arapça Farsça Olan Elfâz-ı Osmâniyye” bölümleri olmak üzere iki bölümden oluşmuştur.

Kamus-ı Türki

Kamûs-ı Türkî, Şemseddin Sâmi tarafından yazılıp, ilk baskısı 1901 tarihinde İkdâm gazetesi tarafından yapılan Türkçe sözlüktür. Adında “Türk” sözcüğü geçen ilk Türkçeden Türkçeye sözlüktür. Şemseddin Sami, bu sözlükte Osmanlıcada kullanılan, ancak konuşulan Türkçeye girmeyen Arapça ve Farsça sözcükleri ayıkladı, Türkçe kökenli sözcüklere ağırlık verdi. Ayrıca, Türkçeyi zenginleştirmek için dile tekrar kazandırılması gerektiğine inandığı Doğu Türkçesine ve Anadolu Türkçesine özgü sözcüklere yer verdi. Kendisinden sonra hazırlanan pek çok sözlüğe kaynaklık etmiş, sözlükçülüğümüzün dönüm noktalarından olmuştur.

NOT

Türkçe Sözlük: Türk Dil Kurumunun ilk baskısını 1945’te yayımladığı ve bugüne kadar on bir baskısı yapılan Türkçe Sözlük günümüz Türk sözlükçülüğünün temel eserlerinin başında gelmektedir.

Sanal Ortamdaki Sözlükler: Türk Dil Kurumunun 2002 yılında kullanıma sunduğu Güncel Türkçe Sözlük ’ten sonra geçen zaman içerisinde Kişi Adları Sözlüğü, Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü, Türkçede Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğü, Türk Lehçeleri Sözlüğü, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü, Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü, Tarama Sözlüğü, Sesli Türkçe Sözlük, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü de erişime açılmıştır.

On Birinci Baskı Türkçe Sözlük: Türkçe Sözlük ’ün on birinci baskısı, Türkçenin söz varlığını geleceğe taşıyan önemli bir kaynaktır.

DİKKAT

XV. yüzyılda oluşturulmuş Muhâkemetü’l-Lugateyn adlı eser de önemlidir. Ali Şir Nevaî’ye aittir. Eser, Türk dili, edebiyatı ve kültürü açısından önemli bir yere sahiptir. Eser, iki dilin (Türkçe ve Farsça) karşılaştırılması esasına dayanır. Farsçayla Türkçeyi kavramlar bakımından karşılaştıran, Türkçenin bu açıdan Farsçaya üstünlüğünü ortaya koyan Nevaî, aynı zamanda Türkçenin kavram zenginliğini de gözler önüne sermiştir. Eserin Topkapı, Fatih, Paris, Budapeşte nüshaları olmak üzere yazma metinleri bulunmaktadır.