Türk Edebiyatının Tarihi Dönemleri
Bir nazım biçimi soru olarak karşımıza çıktığında onun hangi dönemde üretildiğini ve dönemin genel özelliklerini bilirsek soruyu çok daha kolay bir şekilde cevaplayabiliriz. Çünkü her eser oluştuğu dönemin özelliklerini taşır. Türk edebiyatı 3 ana döneme ayrılarak incelenir. Her dönemin kendine has özellikleri vardır. (Ek bilgi: Bilimsel ve akademik anlamda Türk edebiyatını dönemlere ayırarak sınıflandıran kişi Fuat Köprülü’dür.)
Şimdi İslâmiyet öncesiniin özelliklerine önce kısaca değinelim:
İSLÂMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI
Sözlü Dönem ve Yazılı Dönem olmak üzere 2’ye ayrılır:
-Sözlü Dönem (Destan Dönemi):
- Tam olarak bilinmeyen zamanlardan Türklerin yazıyı kullanmasına kadar süren dönemdir.
- Türk edebiyatının ilk edebi ürünleri bu dönemde verilmiştir. Şiir ağırlıklı bir dönemdir. Şiirler; kam, baksı, şaman adı verilen kişiler tarafından; kopuz adı verilen çalgı eşliğinde sığır, şölen, yuğ adı verilen törenlerde söylenmiştir.
- Bu dönem ürünleri sav, sagu, koşuk ve destandır.
- Şiirlerde hece ölçüsü, nazım birimi olarak dörtlük ve genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
-Yazılı Dönem:
- Türklerin yazıyı kullanmaya başladığı dönemdir.
- 8. yüzyılda oluşturulan Göktürk (Orhun) Yazıtları Türklerin ilk yazılı eseri olarak kabul edilir.
- Bu dönemde Göktürk ve Uygur alfabeleri kullanılmıştır.
- Ek bilgi: Uygurlara ait önemli metinler ” Altun Yaruk, Sekiz Yükmek, Irk Bitig”.
Şimdi şiirle ilgili bazı kavramları geçen seneden hatırlayalım ve sonrasında İslâmiyet öncesi Türk edebiyatı nazım şekillerini inceleyelim:
ŞİİR İLE İLGİLİ BAZI KAVRAMLAR:
Şiir dili: Şiir dili dediğimiz dil günlük dilden farklıdır. Çünkü şiir ritmik bir eserdir. Ahenkli sözler, mecazlar, imgeler, çağrışımlar içerir.
Nazım birimi: Şiirin kaçarlı dizeler halinde gruplandığıdır. Şiir ikişerli dizeden oluşuyorsa beyit, dörderli dizelerden oluşuyorsa dörtlük, üç ve daha fazla dize gruplarından oluşuyorsa bent nazım birimiyle yazılmış demektir.
Şiirde tema: Şiirde şairin vermek istediği ana duygudur.
Ahenk: Şiirin ses, ölçü ve ritim bakımından uyumlu olmasıdır.
Uyak Şeması (Kafiye Örgüsü): Şiirde dizelerin sonundaki kafiyelerin diziliş düzenini a, b, c gibi harflerle gösteren şemadır.
Düz uyak: aaaa /aaab/ aa bb…
Çapraz uyak: abab…
Sarmal uyak: abba…
Redif: Şiirde dize sonlarında aynı görevde ve aynı anlamda kullanılan ekler ve sözcüklerdir.
Kafiye (Uyak): Şiirde dize sonlarında yer alan anlamı ve görevi aynı olmayan sadece ses benzerlikleridir.
Yarım Uyak: Tek ses benzerliği.
Tam Uyak: İki ses benzerliği.
Zengin Uyak: 3 ve daha fazla ses benzerliği.
Cinaslı Uyak: Dize sonlarında eş sesli sözcüklerin kullanılmasıyla yapılan uyak. Yani yazılışı ve okunuşu aynı, anlamları farklı sözcükler. (Gül: gülmek, gül: çiçek gibi)
Örnek Çalışma:
Mecnun gibi dolanıyorum çöllerde —>a
Hayal beni yeldiriyor yel gibi —>b
Ah çeker ağlarım gurbet ellerde —>a
Durmaz akar gözüm yaşı sel gibi —>b
Kafiye örgüsü: abab (çapraz uyak)
Redif: -lerde , gibi
Kafiye: 1 ve 3. dizelerdeki -l sesi yarım uyak
2 ve 4. dizelerdeki -el sesleri tam uyak.
Hece ölçüsü: Şiirdeki dizelerin hece sayısı eşitliğine dayanan ölçüdür. Türk edebiyatında en çok kullanılan hece ölçüsü kalıpları 7’li (4+3, 3+4), 8’li (4+4) ve 11’li (6+5, 4+4+3) hece ölçüsüdür.
Nakarat: Şiirde dizelerin tekrarlanmasına nakarat denir. Bu bölüm halk şiirinde ”kavuştak” olarak adlandırılır.
Mahlas: Şiirde şairin kullandığı takma ada mahlas denir. Halk şiirindeki adı tapşırmadır. Şiirin son dörtlüğünde bulunur.
Örnek Çalışma:
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel iş bu hâle
Gâhı ağlaya gâh güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
Ölçü: Her dizede 8 hece olduğu için ”8’li hece ölçüsü”
Nakarat: Dörtlüklerin son dizesinde tekrarlanan ”gidiyorum gündüz gece” kısmı.
Mahlas: Son dörtlükteki ”Veysel”
İSLÂMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI ”SÖZLÜ EDEBİYAT” ÜRÜNLERİ:
-Sav (atasözü)
-Sagu (Yuğ (cenaze) törenlerinde ölen kişinin arkasından okunan şiir)
-Koşuk (Törenlerde ve şölenlerde okunan şiirler)
-Destan (Milletlerin tarih boyunca yaşadığı savaş, göç, doğal afet vb. olayların abartılı ve olağanüstü ögelerle anlatıldığı uzun ve epik şiirlerdir.)
KOŞUK
- İslâmiyet öncesi Türk edebiyatının sözlü ürünlerindendir.
- Sığır törenleri ve şölenlerde kopuz eşliğinde söylenmiştir.
- Aşk, doğa, kahramanlık gibi konularda söylenir.
- Nazım birimi dörtlüktür.
- Çoğunlukla 7’li hece ölçüsüyle söylenir.
Örnek çalışma:
Koşuğu inceleyelim:
- Nazım birimi dörtlüktür.
- 7’li hece ölçüsüyle söylenmiştir.
- Dize sonlarında redif ve kafiyeler vardır.
- Kafiye düzeni: aaab, cccb, dddb.
- Konu: doğa
- Dil, Eski Türkçe.
- Eski Türkçe ile kaleme alındığı için İslâmiyet öncesi Türk şiirine aittir ve doğayı konu aldığı için koşuktur. Biçim ve içerik özelliklerine göre koşuktur da diyebiliriz.
- Günümüzde ufak değişiklerle kullanılan sözcükler var: geldi, kara, bulut, aktı, yağmur, ak-.
SAGU
- Sevilen bir kişinin ölümünden sonra arkasından duyulan üzüntüyü ve onun yiğitliklerini dile getirmek için yuğ(cenaze) törenlerinde söylenen şiirlere sagu denir.
- Şekil özellikleri koşuk ile aynıdır. ( Nazım birimi dörtlük, 7’li hece ölçüsü, genellikle düz uyak) İçeriği yani konusu farklıdır.
Ek bilgi: Sagunun halk edebiyatındaki karşılığı ağıt, divan edebiyatındaki karşılığı ise mersiyedir.
Örnek:
SAV
Günümüzdeki atasözlerinin karşılığıdır.
Biliçsiz kişi taşsız tarak.
(Bilgisiz insan dişsiz tarak gibidir.)
DESTAN
- Bir milleti derinden etkileyen savaş, göç, doğal afet vb. olayların konu alındığı anlatmaya bağlı edebi türlerdir.
- Sözlü kültürde gelişmiş, yayılırken olaylar abartılarak olağanüstü özellikler kazanmıştır.
- Çoğunlukla manzumdur.
- Doğal destan ve yapay destan olmak üzere ikiye ayrılır.
GEÇİŞ DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
- Türklerin İslâmiyet’i kabul etmesinden sonra başlayan bir geçiş sürecidir.
- Eserlerde hem eski (İslâmiyet öncesi) hem de yeni (İslâmi) kültürün izleri vardır.
- Öz Türkçe sözcüklerin yanı sıra Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmaya başlanmıştır.
- Hem hece hem aruz ölçüsü kullanılır.
- Didaktik (öğretici) eserler kaleme alınmıştır.
- Karahanlı (Hakaniye) Türkçesi kullanılmıştır.
- Bu dönemin eserleri: Kutadgu Bilig, Divanu Lügati’t Türk, Atabetü’l Hakayık, Divan-ı Hikmet”.
İSLÂMİYET ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI
İslâmiyet etkisindeki Türk edebiyatı ”halk edebiyatı” ve ”divan edebiyatı” olmak üzere iki farklı koldan ilerler. İlk sınavımız için sadece halk edebiyatına ve bu dönem oluşturulan birkaç nazım şekline yani halk şiirine değinmemiz yeterli olacaktır.
TÜRK HALK ŞİİRİ
- Halkın diliyle, halkın yaşamını, duygularını ve düşüncelerini anlatan sözlü edebiyat ürünlerinin tümü halk edebiyatını oluşturur. Sözlü gelenekte oluşur ve aktarılır.
- Âşıklar tarafından saz eşliğinde doğaçlama (irticalen) söylenen şiirleri kapsar.
- İslâmiyet öncesi sözlü geleneğin devamı niteliğindedir.
- Nazım birimi dörtlük, ölçüsü hece ölçüsüdür.
- Genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
- Halk edebiyatı yani halk şiiri üç ana kolda incelenir:
♦Âşık Şiiri: Söyleyeni belli şiirlerden oluşur. (Aşk, doğa, kahramanlık vb. temalı şiirler)
Bu dönem nazım biçimleri: koşma, semai, varsağı, destan.
♦Tekke (Tasavvuf) Şiiri: İslâm dini ve tasavvuf çerçevesinde dini temalı şiirlerden oluşur.
Bu dönem nazım biçimleri: ilahi, nefes, nutuk, devriye, şathiye.
♦Anonim Halk Şiiri: Söyleyeni belli olmayan şiirlerden oluşur.
Bu dönem nazım biçimleri: mani, türkü, ağıt, ninni.
-Şimdi bu dönemlerdeki bizim için önemli olan yerlere değinelim:
AŞIK ŞİİRİ
Halk arasında âşık olarak adlandırılan saz şairlerinin şiirlerini içerir. Şiirler köy meydanlarında saz eşliğinde ve irticalen doğaçlama söylenmiştir. Hece ölçüsü, dörtlük, yarım uyak ve redif sıkça kullanılmıştır. Dil, günlük konuşma dilidir yani sadedir. Koşma, semai, varsağı ve destan bu dönem oluşturulan nazım biçimleridir. Şimdi bu nazım biçimlerinin özelliklerine bakalım:
KOŞMA
- Aşık şiirinin en çok kullanılan nazım biçimidir.
- İslâmiyet öncesindeki ”koşuk” un halk şiirindeki karşılığı koşmadır.
- Nazım birimi dörtlüktür.
- 11’li hece ölçüsüyle söylenir. (6+5/ 4+4+3)
- Uyak şeması aaab ( axax- abab)- cccb- dddb- eeeb… şeklindedir.
- Genellikle aşk, gurbet, ölüm, yalnızlık, doğa gibi konularda söylenir.
- Şair son dörtlükte adını ya da mahlasını (takma adını) kullanır buna halk şiiri geleneğinde tapşırma denir.
- Koşmalar konularına göre 4′ ayrılır:
-Güzelleme: Sevgilinin veya doğanın güzelliklerini konu alan koşmalar.
-Koçaklama: Kahramanlık konulu koşmalar.
-Taşlama: Eleştiri ağırlıklı koşmalar.
-Ağıt: Bir kişinin ölümü ya da bir felaket üzerine söylenen koşmalar.
Örnek Çalışma:
Ölçü: 11’li hece ölçüsü
Nazım birimi: Dörtlük
Dil ve anlatım: Halk şiiri geleneği, doğal ve akıcı dil
Nazım biçimi: Koşma
Tema: Sevgilinin güzelliği
Türü: Güzelleme
Kafiye şeması: aaab, cccb… Düz uyak
Redif: 1. dörtlükte dize sonlarındaki ” -ı”
2. dörtlükte ise dize sonlarındaki ”-ı” sesleri rediftir.
Uyak: 1. dörtlükte ”-az” –> tam uyak
2. dörtlükte ”-an” –> tam uyak
ANONİM HALK ŞİİRİ
Halk edebiyatının söyleyeni belli olmayan şiirlerin oluşturduğu koludur. Bu dönem nazım biçimleri: mani, türkü, ağıt, ninni.
TÜRKÜ
- Çoğu anonimdir, söyleyeni belli değildir. Günümüzde söyleyeni ve besteleyeni bilinen türküler de vardır.
- Genellikle 7’li, 8’li veya 11’li hece ölçüsüyle söylenir.
- Belirli bir ezgiyle söylenir.
- Farklı nazım birimlerinden oluşur. ( Mesela hem dörtlük hem üçlüklerde yazılabilir.)
- Bent (hane) ve kavuştak(bağlama) adı verilen 2 bölümden oluşur. Bazı türkülerde kavuştak olmayabilir.
Bent: Asıl konunun işlendiği bölümdür.
Kavuştak: Bentlerin sonunda tekrar edilen dize veya dizelerdir.
- Türküler bölgelere ve ezgilerine göre ”bozlak, hoyrat, kayabaşı” gibi adlar alır.
Örnek Çalışma
Konu (İçerik): Yiğide yönelik övgü
İçerdiği duygu: Coşku
Dilin kullanımı: Sade, akıcı bir dil kullanılmış. Söz sanatları kullanılmış : ”Gönlüne çoban yıldızı gibi doğması, kalbine akması ” vb. sanatlı söyleyişlere yer verilmiş. Gök, dağ, yağmur gibi tabiat unsurları sıklıkla kullanılmış.
Yapısal özellikler: 1. ve 3. dörtlükler bent bölümüdür. 2. dörtlük 4. dörtlükte tekrar edilmiştir. Bu nedenle 2. ve 4. dörtlükler kavuştak bölümüdür. Bentler ”abab” çapraz uyak, kavuştaklar ”aaab” düz uyaktır.
Nazım birimi: Dörtlük
Ölçü: 7’li hece ölçüsü
Redif:
Kavuştaklarda–> ”-ın” redif, ”en” tam uyak.
1. dörtlükte–> ”ın gibi” redif , ”aş” tam uyak / ”lu efem” redif, ”ut” tam uyak.
3. dörtlükte–> ”-ı gibi” redif / ”-dın efem” redif.
MASAL
- Sözlü edebiyatta gelişmiş anonim ürünlerdir.
- Cin, peri, dev gibi düşsel varlıkların yanı sıra insanlar ve hayvanlar da masalın kahramanı olabilir.
- Masal kahramanları genellikle çeşitli zorluklarla karşılaşır ve bu zorlukları aşmak için çaba sarf ederler.
- Gerçek dışı olayların anlatıldığı bir metin türüdür.
- Olayın geçtiği zaman net olarak belli değildir. (Bir varmış bir yokmuş…)
- Genellikle duyulan geçmiş zaman ‘-mış/-miş’ kullanılır.
- Mekân belirsizdir. Bilinmeyen bir masal ülkesinde geçer. (Kaf Dağı’nın ardında vb.)
- Tekerleme ile başlar.
- Sonunda iyi dilekte bulunulur. (‘’Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine.’’ gibi)
- Kahramanlar tek yönlüdür. İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür.
- Eğitici ve öğreticidirler.
- Dini motiflere rastlanmaz.
- Kısa cümlelerle yazılır, anlatımı sadedir.
- Üçlü bakışım kuralı çokça kullanılır. Gökten üç elma düşmesi, üç çocuğun olması vb.
- Yüzyıllar boyunca nesilden nesle sözlü gelenekte aktarılarak yaşatılmıştır. Sonradan yazıya geçirilmiş ve daha popüler olmuştur.
- Her kültürün kendi masal geleneği vardır. Bu masallar içinde oluştuğu toplumun değerlerini de yansıtır. Doğruluk, dürüstlük vb. kavramlar vurgulanır. Dinleyene ve okuyana hayattaki değerler anlatılır.
- Masalların sonunda iyiler kazanır, kötüler kaybeder. Genellikle masallarda iyiliğin kötülü yenmesi üzerinde durulur.
- Hem eğitici hem de eğlendiricidir.
- Günümüzde belli bir kişinin ortaya koyduğu yapma masallar da yazılmaktadır. Eflatun Cem Güney, edebiyatımızda “masalcı baba” olarak anılır. Pertev Naili Boratav’ın masallarla ilgili yaptığı iki önemli çalışma “Az Gittik Uz Gittik” ve “Zaman Zaman içinde” adı ile yayımlanmıştır. Billur Köşk Masalları, Tahir Alangu’ya aittir.
Masalın Bölümleri
- Döşeme: Giriş tekerlemesinin olduğu bölümdür. Bu tekerlemeler ile dinleyicinin ilgisi çekilir ve dinleyicinin ilgisinin çekilmesi için ahenkli sözlere yer verilir.
- Serim: Olay, yer, zaman ve kişilerin tanıtıldığı temel unsurların verildiği bölümdür.
- Düğüm: Olayın ayrıntılı anlatıldığı bölümdür.
- Çözüm: Olayın sonuca bağlandığı bölümdür.
- Dilek: Bitiş tekerlemesinin söylendiği ve dinleyicilere iyi dileklerde bulunulduğu bölümdür. Her şey güzel bir sonuca bağlanır.

