
Edebiyat ve toplum arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Her edebi eser hangi dönemde üretilmiş olursa olsun, bir toplumun içinde oluşur. Onu üreten sanatçı toplumun bir parçasıdır. Ve her eser içinde oluştuğu toplumun izlerini taşır. Edebi eserler, bir toplumun ortak hafızasını oluşturan ürünlerdir. Bu nedenledir ki bir toplumun kültürünü ve yaşantısını bilmek bu eserleri okumaktan, incelemekten geçer. Edebi eserler toplumun aynası gibidir. Edebiyat; toplumda yaşanan olaylardan, insanların düşünce ve duygularından, gelenek göreneklerden, inançlardan beslenir. Aynı zamanda edebiyat hem geçmişte hem de bugün toplumsal sorunları gündemine taşıyarak toplumsal değişimler de yaratabilir. Edebiyat, toplumu etkiler ve dönüştürür. Toplumun değer yargılarını, kültürel yapısını etkileyebilir. Kısacası edebiyat ve toplum arasında çift yönlü bir ilişki vardır. Toplum edebiyatı şekillendirir edebiyat da toplumu etkiler.
Edebi akımlar ve özellikleri ile ilgili bilgi veriniz.
–>Klasisizm(Kuralcılık)
- Yüzyılda Fransa’da doğmuştur.
- Descartes’ın ‘’Rasyonalizm’’ felsefesinin sanata yansımasıdır.
- Akıl ve sağduyu önemsenir.
- Eski Yunan ve Latin edebiyatları örnek alınır.
- Kuralcı bir edebi anlayışı vardır.
- Kahramanlar seçkin kişilerdir. Yüksek zümreye hitap eder.
- Sanat sanat içindir.
- Kahramanlar tip özelliği gösterir.
- Dış doğa önemsiz, insanın iç doğası önemlidir.
Temsilcileri:
Dünya edebiyatı: Moliere, Fenolon, Corneille, Madam De La Fayette, Racine, Mallarma,
La Fontaine, La Bruyere.
Türk edebiyatı: Şinasi, Ahmet Vefik Paşa, Direktör Ali Bey.
–>Realizm (Gerçekçilik)
- Yüzyılın ikinci yarısında romantizme tepki olarak Fransa’da ortaya çıkan ve Rusya’da gelişen bir akımdır.
- Auguste Comte’un pozitivizm felsefesine dayanır.
- Nesnellik ön plandadır.
- Gözleme önem verilir.
- Doğa tasvirleri kişilerin ruhsal durumlarını yansıtmak için yapılır.
- Açık bir dil kullanılmıştır.
Temsilcileri:
Dünya edebiyatı: Gustave Flaubert, Stendhal, Honore De Balzac, Daniel Defoe, Charles Dickens, Ernest Hemingvay, Turgenyev, Anton Çehov, Gorki, Gogol, Tolstoy, Dostoyevski.
Türk edebiyatı: Recaizade Mahmut Ekrem, Ömer Seyfettin, Mehmet Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar, Yahya Kemal, Orhan Kemal.
–>Natüralizm( Doğalcılık)
- Fransa’da ortaya çıkmıştır.
- Kurucusu Emile Zola’dır.
- Realizme tepki değildir onun daha katı halidir.
- Determinizmin : ‘’Aynı nedenler, aynı koşullar altında aynı sonuçları meydana getirir.’’ Felsefesini ilke edinmiştir.
- Toplumu büyük bir laboratuvar, insanı deney konusu, sanatçıyı da bilim insanı olarak kabul etmişlerdir.
- Natüralistlere göre insan yaşamını etkileyen iki temel unsur vardır: Soyaçekim, çevre.
- Sanat toplum içindir, ilkesi benimsenmiştir.
Temsilcileri:
Dünya edebiyatı: Emile Zola, Guy De Maupassant, Goncourt Kardeşler, Alphanse Daudet, Ernest Hemingvay, John Steinback, Henrik İbsen.
Türk edebiyatı: Hüseyin Rahmi Gürpınar, Nabizade Nazım, Beşir Fuat, Selahattin Enis.
–>Parnasizm
- Romantik şiire tepki olarak ortaya çıkar.
- Realizm ve natüralizmin şiire yansımış şeklidir.
- Doğal güzelliğe ve dış görünüşe önem verilmiştir.(plastik güzellik)
- Biçim kusursuzluğu önemsenmiştir.
- Sanat, sanat içindir.
- Eski Yunan ve Latin kültürüne yeniden dönülmüş, akıl ve düşünce önemsenmiştir.
Temsilcileri:
Dünya edebiyatı: T. Gautier, T.Banville, Francois Coppee, Jase Maria de Heredia, Leconte de Lisle, Sully Prudhomme.
Türk edebiyatı: Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Yahya Kemal.
–>Sembolizm(Simgecilik)
- Parnasizme tepki olarak doğmuştur.
- Şiirde gerçekliği değil, gerçekliğin kişide uyandırdığı etkiyi anlatmak istemişlerdir.
- Şiir anlaşılmak için değil hissedilmek içindir.(Anlam kapalılığı)
- Musikiye önem vermişlerdir.
- Gerçeklerden kaçıp hayale sığınma, durgun göller, gün batımı, sararmış yapraklar, ay ışığı vb. temalar üzerinde durmuştur.
Dünya edebiyatı: Baudelaire, Mallarme, Arthur Rimbaud, Paul Verlaine, Paul Valery, Edgar Allen Poe.
Türk edebiyatı: Cenap Şahabettin, Ahmet Haşim…
( Sadece 11. sınıf edebiyat ders kitabındaki akımlara yer verilmiştir. Daha fazla edebi akım bilgisi için yazı sonundaki edebi akımlar başlığına tıklayarak ulaşabilirsiniz.)
Hikâye türünün gelişimi ile ilgili bilgi veriniz.
İtalyan yazar Boccaccio’nun kaleme aldığı ”Decameron” adlı eser dünya edebiyatında hikâye türünün ilk örneğidir. Türk edebiyatında ise Tanzimat Dönemi’ne kadar modern hikâye diye bir edebi tür yoktur. Destan, masal, efsane, mesnevi ve halk hikâyeleri hikâye türünün yerli kaynaklarını oluşturmuştur. Hikâyeden önce hikâye türünün işlevini üstlenmiştir de diyebiliriz. Tanzimat Dönemi’nde Ahmet Mithat Efendi’nin kaleme aldığı ”Letaif-i Rivayat” adlı eser ilk yerli hikâye örneğimizdir. Yine bu dönemde Samipaşazade Sezai’nin kaleme aldığı ”Küçük Şeyler” ise Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk hikâye örneğidir. Servet-i Fünun dönemi ve diğer dönemlerde de hikâye türü gelişimini sürdürmeye devam etmiştir.
1923-1940 arası Türk hikâyeciliğinin özelliklerini yazınız.
- Tanzimat Dönemi’yle edebiyatımıza giren hikâye türü Cumhuriyet döneminde de gelişimini sürdürmeye devam etmiştir.
- Hikâyede konu çeşitlenmiş; batılılaşma, köy ve kasaba hayatı, bireyin psikolojik sorunları, toplumsal değişimler gibi toplumu ilgilendiren konulara ağırlık verilmiştir.
- Yazarlar genellikle eserlerini gözlemci gerçekçi bakış açısıyla kaleme almıştır.
- İlk yıllarda Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi Milli Edebiyat Dönemi yazarları hikâye türünde eserler yazmışlardır.
- Bu dönemde yazan Sait Faik Abasıyanık, durum öykücülüğünde en başarılı hikâye yazarıdır. İstanbul hikâyecisi olarak da bilinir.
Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Havada Bulut gibi hikâyelerinde toplumun acı çeken kesimlerine yönelmiştir. İlk hikâyelerinde çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlatmıştır.
Alemdağ’da Var Bir Yılan adlı hikâyesinde gerçeküstücülüğe yönelmiştir.
Diğer hikâyeleri: Semaver, Sarnıç, Şahmerdan, Kumpanya, Havuz Başı, Son Kuşlar…
- Memduh Şevket Esendal, yine bu dönemdeki durum hikâyeciliğinde başarılı diğer yazarımızdır. Samimi bir üslubu vardır. Hikâyeleri: Otlakçı, Mendil Altında, Hava Parası, Temiz Sevgiler, Kelepir, Bir Kucak Çiçek, İhtiyar Çilingir, Gönül Kaçanı Kovalar…
- Cevat Şakir Kabaağaçlı hikâyelerinde Bodrum’u ve deniz insanını anlatmıştır. Halikarnas Balıkçısı olarak bilinir. Hikâyeleri: Merhaba Akdeniz, Gülen Ada, Dalgıçlar, Parmak Damgası, Ege’nin Dibi, Yaşasın Deniz, Çiçeklerin Düğünü…
- Sabahattin Ali, toplumcu gerçekçiliğin hikâye alanındaki en önemli temsilcilerindendir. Sade bir dil ile olay hikâyesi yazmıştır. Hikâyeleri: Değirmen, Kağnı, Sırça Köşk, Yeni Dünya, Ses.
1940-1960 arası Türk hikâyeciliğinin özelliklerini yazınız.
- Üst üste yaşanan iki dünya savaşından sonra Anadolu’nun durumu ve toplumdaki ahlâkî çöküntüler hikâyelerde ağırlıklı olarak işlenmiş ve eleştirilmiştir. Sanatçılar; yoksulluğu, ezilmişliği ve savaş karşıtlığını eserlerinde konu edinmiştir.
- Genellikle gözleme dayalı gerçekçi hikâyeler ele alınmıştır.
- Farklı hikâye anlayışlarının örnekleri verilmiştir. 1940-1960 arasında etkili olan hikâye anlayışları:
-Toplumcu gerçekçi hikâyeler
-Bireyin iç dünyasını yansıtan hikâyeler
-Milli-dini duyarlılıkla yazılan hikâyeler
-Modernist hikâyeler.
Toplumcu gerçekçi hikâyelerin özellikleri nelerdir? Temsilcileri ve eserleri ile birlikte yazınız.
- Toplumcu dünya görüşüne yaslanan edebi bir anlayıştır.
- Yazar, eserlerini topluma ulaşabilmek için bir araç olarak görür.
- ‘’Sanat, toplum içindir.’’ anlayışı egemendir.
- Köy ve köylünün sorunları, toprak kavgaları, ağa-köylü çatışmaları, köyden kente göçün beraberinde getirdiği sıkıntılar, işçilerin yaşam mücadelesi hikâyelerde işlenen konulardır.
- Temsilcileri ve önemli hikâyeleri:
- Kemal Tahir: Göl İnsanları
- Orhan Kemal: Ekmek Kavgası, Çamaşırcının Kızı, Önce Ekmek, Mahalle Kavgası…
- Yaşar Kemal: Sarı Sıcak
- Samim Kocagöz: Telli Kavak, Sam Amca, Sığınak…
- Fakir Baykurt: Efendilik Savaşı, Karın Ağrısı, Efendilik Savaşı…
(Hikâyelerinin yanı sıra Yılanların Öcü romanı da karşına çıkabilir!)
- Haldun Taner: Yaşasın Demokrasi, Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, On İkiye Bir Var, Tuş…
Bireyin iç dünyasını yansıtan hikâyelerin özellikleri nelerdir? Temsilcileri ve eserleriyle birlikte yazınız.
- Kişilerin psikolojisi üzerinde durulmuş, kişinin iç dünyası tüm çıplaklığıyla yansıtılmıştır.
- Yalnızlık, yabancılaşma, bilinçaltı, bunalım gibi konular işlenmiştir.
- Çağrışımlara dayalı sanatsal bir dil kullanılmıştır.
- Olay ve merak unsuru ikinci plana atılmıştır.
- Temsilcileri ve önemli hikâyeleri:
- Ahmet Hamdi Tanpınar: Abdullah Efendi’nin Rüyaları, Yaz Yağmuru.
- Tarık Buğra: Oğlumuz, Yarın Diye Bir Şey Yoktur, İki Uyku Arasında.
Modernist hikâyelerin özellikleri nelerdir? Temsilcileri ve eserleriyle birlikte yazınız.
- Yerleşmiş kuralları değiştirmek amacı ile yazılan eserlerdir.
- Gelenekselleşmiş olanı reddederler.
- Merkez olarak insanı alırlar. İnsanın bunalımları ve toplum ile olan çatışmaları konu olarak işlenir.
- İletişimsizlik, yalnızlık, huzursuzluk gibi temalar işlenirken geleneksel anlatımı reddedip iç çözümleme, iç monolog, bilinç akışı gibi teknikler kullanırlar.
- Olay örgüsü ile mekân geri planda kalır.
- Temsilciler ve önemli hikâyeleri:
- Yusuf Atılgan: ( Aylak Adam, Anayurt Oteli romanları da önemlidir.)
- Ferit Edgü: Kaçkınlar, Bozgun, Binbir Hece…
- Nezihe Meriç: Bozbulanık, Dumanaltı, Topal Koşma…
Milli-dini duyarlılıkla yazılan hikâyelerin özellikleri nelerdir? Temsilcileri ve eserleriyle birlikte yazınız.
- Anadolu ve yurt gerçekleri, Türkçülük, ulusal değerler, Doğu-Batı çatışması… gibi konular işlenmiştir.
- Türkçülük ve İslamcılık akımlarının etkisi vardır.
- Geleneksel kültür önemsenmiştir.
- Mustafa Necati Sepetçioğlu: Menekşeler Ölmemeli, Bir Büyülü Dünya ki…
DİKKAT!
Bu bir sınav çalışma kâğıdı olduğu için konular kısaca açıklanmıştır. Bu konulara daha da detaylı çalışmak isterseniz aşağıdaki başlıklara tıklayarak konuların daha uzun ve bol örnekli haline ulaşabilirsiniz.
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE HİKÂYE (1923-1940)
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE HİKÂYE (1940-1960)