Servetifünun dergisinin yazı işleri idaresine Tevfik Fikret’in gelmesiyle (1896) bu dergi etrafında
toplanan ve aynı sanat anlayışını paylaşan sanatçıların oluşturduğu edebiyata Servetifünun Edebiyatı (Edebiyatı cedide) denir.

 

  • Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
  • ”Sanat için sanat.” anlayışı benimsenmiştir.
  • Dönemdeki siyasi baskılar sebebi ile vatan, hak, hukuk, hürriyet gibi konulara değinilmemiş, bireysel konular işlenmiştir.
  • Aşk, doğa, umutsuzluk, hayal kırıklığı, gerçek ve hayal çatışması gibi kavramlar genellikle şiirlerin temasını oluşturmuştur.
  • İlgi çekici her şey işlenerek şiir türünün konusu genişletilmiştir.
  • Servetifünun şiirinde parnasizm ve sembolizm etkisi ile biçim mükemmelliğine ve ahenge önem verilmiştir.
  • ”Sanat için sanat.” anlayışı savunulmuştur.
  • Dil sade değildir, aksine son derece ağır ve ağdalıdır.
  • Şiirde Fransız edebiyatından alınan alışılmadık tamlamalar bulunur.
  • Nazım birimi her ne kadar beyit olsa da beyitlerin yapısı değiştirilmiştir. Dizeler ve bentler ön plana çıkmıştır.
  • Nazımı nesre yaklaştıran bir tutum sergilenmiştir. (Anjanbuman tekniğinden yararlanılmıştır. Bu teknik şiirde bir cümlenin anlamını bir dizede tamamlayamayıp diğer dizelere aktarılmasıdır. Bu tekniğin etkisi ile beyit bütünlüğü bozulmuştur. Parça güzelliği yerine bütün güzelliği esas olmuştur.)
  • Mensur şiir denemeleri yapılmıştır.
  • Dönem sanatçıları aşırı duygusal ve kırılgandır. Bu özelliklerini şiirlerinde yer verdikleri ünlemler ile yansıtmışlardır. ( of, ey, ah vb.)
  • Sıkça imgelere yer verilmiştir.
  • Göz için değil kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir.
  • Kimi zaman bir şiirde birden çok aruz kalıbı kullanılmıştır.
  • Batı edebiyatından alınan sone ve terzarima nazım biçimleriyle birlikte özellikle serbest
    müstezat tercih edilmiştir.
  • Parnasizmin etkisi ile ”resim altı şiir yazma” şeklinde yeni bir eğilim ortaya çıkmıştır. Şiir resme yaklaştırılmış buna bağlı olarak  betimlemeler de sıkça kullanılmıştır.
  • Servetifünun Dönemi’nin başlıca şairleri Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin ve Süleyman Nazif’tir.

Hüseyin Cahit Yalçın’ın  Fransızcadan çevirdiği Edebiyat ve Hukuk adlı makaleden dolayı derginin kapatılmasıyla, dergi etrafında toplanan sanatçılar dağılır ve böylece Servetifünun Dönemi sona ermiştir.

Tevfik Fikret

Serveti Fünun edebiyatının öncüsü ve üstat şairidir. Türk şiirine yeni bir bakış açısı getirmiş, Batılı bir görünüm kazandırmıştır. Avrupai Türk şiirinin gerçek temsilcisi olmuştur. İlk şiirlerinde Muallim Naci’nin etkisi görülür. Sonraki şiirlerinde Recaizade Mahmut Ekrem ile Abdülhak Hamit Tarhan’ın etkileri bulunur. Bu etkilerden sonra ise kendi üslubunu bulmuş ve özgün bir üslup ile şiirlerini kaleme almıştır. Şiirin bir hayal oyuncağı olmadığını dile getirmiştir. Parnasizm akımından etkilenmiştir. Sone nazım biçimini ilk kez Tevfik Fikret kullanmıştır. Nazmı nesre, yani şiiri düz yazıya, yaklaştırarak şiire serbestlik kazandırmıştır.  Aruzu şiirlerinde başarıyla kullanmış, teknik açıdan kusursuz şiirler yazmıştır.  Servet-i Fünun dağılıncaya kadar ”Sanat için sanat.” anlayışını benimseyerek bireysel konularda şiirler kaleme almış, Serveti Fünun dağıldıktan sonra ise ”Toplum için sanat” anlayışını benimseyerek sosyal konularda şiirler de kaleme almıştır. Ömrünün sonlarına doğru yazdığı şiirlerinde baskıcı rejime karşı çıkarak özgürlüğü övmüştür. Sadece şiir türünde eserler kaleme almıştır.

♠ Balıkçılar, Han-ı Yağma, Tarih-i Kadim, Haluk’un Bayramı, Sis şairin
tanınmış şiirlerindendir.

♠ Şiir kitapları Rübab-ı Şikeste, Haluk’un Defteri ve çocuklar için hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinin toplandığı Şermin’dir.

Cenap Şahabettin

Servetifünun şiirinin Tevfik Fikret’ten sonra en büyük şairidir. Sembolizm ve parnasizm akımlarından etkilenmiştir. Sembolizmin Türk edebiyatındaki öncüsü olmuştur.  Şiirlerini yazdığı ilk yıllarda Muallim Naci’nin etkisindedir. Sonradan Recaizade Mahmut Ekrem’in etkisinde kalarak yeni tarzda şiirler yazmıştır. ‘Sanat için sanat.” anlayışına bağlı kalmıştır. Toplumsal içerikli şiir kaleme almamıştır. Ona göre şiir ”Kelimelerle yapılmış bir resimdir.” Hayal gücü çok derindir. Şiirde ahenk çok önemlidir. Edebi dilin konuşma dilinden farklı olması gerektiğine inandığı için eserlerinde ağır bir dil kullanmıştır. Aruz ölçüsünün savunucusu olmuştur. Genellikle serbest müstezat nazım biçimini tercih etmiştir. En bilinen şiiri ”Elhan-ı Şita” dır. Şiirlerini ”Tâmat” adlı kitapta toplamıştır.

Eserleri:

Şiir: Tâmat

Özdeyiş: Tiryaki Sözleri

Gezi Yazısı: Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları, Afak-ı Irak.

Tiyatro: Körebe, Yalan.

Makale: Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh.